‘‘Karlı havada çocuk, çöpten topladığı atık kağıtları, çek çek arabasının üzerindeki çuvala sıkıştıra sıkıştıra dolduruyordu. Dayanamadım, cebimden bir miktar kağıt parayı kendisine uzattım. Amca dedi, ben dilenci değilim, sağ ol. Evlat, ben kağıt topladığını zannetmiştim. Bu da bir kağıt parçası onun için uzattım, canın sağ olsun dedim, yola koyuldum.’’
Bu hikaye benim ürettiğim özgün bir hikaye değil. Malum sosyal medyada yüz kırk (140) karakterde farklı versiyonlarını görmeniz mümkün. Ancak para dediğinizde hele paranın anlamı dediğinizde anlatmak için kullanacağınız sayfalarca anlatıya bedel. Goethe aslında konuyu özetlemiş: “İnsan paranın sahtesini yarattı, para da insanın sahtesini.”. Bu yazıda, bir kağıt parçasını, diğer kağıtlardan ayıran anlamın ve değerin neler olduğunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız.
Öncelikle işinizi kolaylaştırmak adına bu yazıda neleri aramamanız gerektiğini söyleyeyim: Bu yazıda, paranın fiziksel değişimi açısından tarihi gelişim serüvenini anlatmayacağız. Fisher’in para denkleminin faziletlerine de değinmeyeceğiz. Bretton Woods sistemi, altın standardı gibi parasal konulara da girmeyeceğiz. Biraz daha iddialı bir alanda yelken açıp, bilgimizin rüzgarı yeterse parayı değerli kılan unsurlar nelerdir, biraz felsefe ve biraz teorik bağlamda ele almaya çalışacağız. Güncelin boğucu ve kasvet yayan faiz oranı ne olmalıdır tartışmalarından ziyade daha temel konular üzerinden gideceğiz. Netice itibariyle, toplumları değiştiren en önemli insan icadı araçlardan birisi olan ‘paranın ruhuna’ ışık tutmaya çalışacağız.