Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 3 / Devlet |

el-med netü l-f dıla

el-medînetü’l-fâdıla

Demokrasi Farabî’ye göre her türlü hazcılığı ihtiva edebilecek ve her türlü fasid fikrin ortaya çıkmasına neden olabilecek bir yönetimdir. Demokrasi herkese her şeyi yapması için serbestiyet tanıdığı için faziletli olması mümkün değildir.

Medînetü’l- Fâdıla Türk-İslam kültürü ve bu kültüre ait entelektüel birikim açısından mühim bir yer tutar. Bu eserin “İslamiyet’i kabul etme” sürecinde yazılması da ona ayrı bir önem kazandırmaktadır. Eserin yazıldığı dönem bir geçiş dönemidir ve eski Türk kültürü ile yeni tanınmış olan İslam kültüründen tesirle yazılmıştır. Elbette Farabî’nin kaynakları bunlarla mahdut değildi. Lakin Farabî’nin “Toplum Sorunu” nu dert edinmesi muhakkak o günkü Türk-İslam kültürü ile yakından irtibatlıydı. Keza eserin yazıldığı döneme bakacak olursak İslam devletlerinin keyfiyeti pek de iç açıcı değildi. Farabî’nin bu hususları dert edinmiş olmasını anlaşılabilir kılan da o günkü ‘konjonktür’ idi.

Farabî’nin felsefî sistemi ve ele aldığı hususlar Antik Yunan filozofları ile benzeşmekteydi. Fakat buradan Farabî’nin onların bir tercümesi olduğunu ifade etmek sanıyorum ki hem kendisine hem İslam ve Türk
geleneğinin tecrübelerine bir haksızlık niteliğindedir. Kadim Türk geleneklerinde devletin(il) önemi büyüktür. Çoğu milletin tarihte adı dahi geçmezken Türk devlet geleneği çoktan oluşmuştu. Türk tarihi sayısız devletin kurulup yıkılmasına şahit olmuştu ve İslam da yeni bir toplum.....

Oruç Kağan Kaplan