Düşünce Dergisi > Arşiv > sayı 19 / cumhuriyet |

atatürk’ü sinemada anlatmak (dersimiz: atatürk belgeseli üzerine bir inceleme)

Çağdaşlık savaş sonrası yıkılmış Türkiye’nin önüne konmuş bir hedeftir. Atatürk bunun için mücadele etmiştir. Bir ülke her şeyden önce çağdaş olmalı, bilimle fen ile meşgul olmalıdır. Peki, bunun ölçütleri nedir? Okumak, eğitim almak, araştırmak, dans etmek, sanat icra etmektir.

Disney +, 2023 yılındaki büyük skandalından sonra tekrar gündeme geldi Atatürk ve Atatürk filmleri. Aslında hep gündemdeydi ama bu vahim durumun Cumhuriyet’in 100. tılına denk gelmesi ayrı bir yankı uyandırdı. Bu anlamlı yıl için yola çıkan Dijital Platform, Ermeni lobisinin güçlü baskısına boyun eğmek zorunda kaldı. Özellikle Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), dünyaca bilinen ve pek çok ülkede ilgiyle takip edilen dijital platformun Atatürk dizisine onay vermiyor, büyük rahatsızlık duyuyordu. Krizi yönetemeyen Disney +, bütün Türk içeriklerini de (Dünyayla Benim Aramda, Kaçış, Ben Gri, Aktris, Arayış, Bursa Bülbülü, Recep İvedik 7, Bursa Bülbülü…) yayından kaldırarak farklı bir pazarlama stratejisi izliyorum şeklinde durumu toparlamaya çalışsa da görünen köy kılavuz istemiyordu. Netice de dizi yayınlanmadı ama çeşitli versiyonlarıyla kamuoyuna sunuldu. Televizyona özel hazırlanan ilk versiyonun gösterimi 29 Ekim’de Fox TV’de, sinema versiyonlarının ilk bölümünün gösterimi (Atatürk) ise 3 Kasım’da, ikinci bölüm (Atatürk II) ise 5 Ocak 2024’te yapıldı. 

Bu olay neden doğru düzgün, istenildiği gibi bir Atatürk filmi çekilmedi, çekemiyoruz sorusunu tekrar gündeme getirdi. Farklı filmler içinde Atatürk’ü gördük ama istediğimiz pek olmadı. Sarı Zeybek, Mustafa, Veda, Zübeyde (Analar ve Oğullar), Son Akşam Yemeği, Son Osmanlı Yandım Ali, Çanakkale 1915, Ya İstiklal Ya Ölüm bunlardan bazıları. Böylesine övündüğümüz, önemli bir kahramanımızı çekmeye çekindiğimiz bir gerçek. Ünlü yönetmenlerimizden Metin Erksan, bu konulardaki tartışmaları 1989 yılında Atatürk Filmi adlı kitapta toplamış ve kendi görüşlerini dile getirmişti. Kitabın sonunda Erksan bu işi usta sinemacıların, güçlü bir endüstrinin yapması gerektiğini ifade edip Amerikan Sineması’nın bu işi hakkıyla yapacağını işin oraya havale edilmesi gerektiğini söylüyordu.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Cumhuriyet sayısında...

Â