Sosyoloji bilimi açısından gençlik biyolojik ve psikolojik faktörlerden daha çok sosyolojik faktörler açısından önemli görülmektedir. Öyle ki sosyolojide gençliğin “sosyal ve kültürel olarak inşa edilmiş bir statü” olduğu ileri sürülmüştür. Diğer yandan bu statünün oluşmasında dinin de yadsınamaz bir yeri bulunmaktadır.1 Hatta geleneksel toplumların çoğunda din temel bir değer olarak görüldüğünden yeni kuşakların bu değerlere göre yetişmesi toplumun biricik hedefi olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla bir toplumdaki genç nüfusun dinle arasındaki ilişkisinin çözümlenmesi hem o toplumun dini dünyası hakkında hem de o toplumdaki gençliğin toplumla ne ölçüde bütünleşebildiğine dair fikir verecektir.
Bu çalışmada Türkiye’deki gençliğin dinle ilişkisi internet öncesi ve internet sonrası bağlamında mercek altına alınmaktadır. Konunun merkezine internetin yerleştirilmesi bilhassa günümüz gençliği ile 1990’lardaki gençliğin dinle ilişkilerini karşılaştırmak açısından elverişli bir perspektif sunmuştur. Mesela internetten önce reenkarnasyon ve satanizm gençler arasında ilgi görmüşken internetten sonra deizm ve ateizm ilgi görmeye başlamıştır. Bu bakış açısı, internetin yeni dindarlıklar ve din karşıtlıkları üzerinde nasıl etki ettiğini göstermesi açısından ufuk açıcı olmuştur.
Gençlik ve yeni dindarlık biçimleri söz konusu olduğunda kuşkusuz akla ilk olarak dini bireyselleşme, dini radikalleşme, öze dönüşçülük,2 Yeni Dini Hareketler gibi modern dönemde ortaya çıkmış kavramlar gelmektedir. Bunların içinden dini radikalleşme ve öze dönüşçülük kavramları özellikle önemlidir. Çünkü modern dönem genellikle dindarlığın azalması ve sekülerleşmenin artmasıyla karakterize olmuştur. Oysa bunlar modernizmin bütün karşı koyuşlarına rağmen ortaya çıkmış yeni dindarlık biçimleridir. Üstelik her ne kadar gençlikle sınırlandırılamasa da gençlik açısından göz ardı edilemez bir dünya görüşü sunmaktadır. Ancak söz konusu dindarlık biçimleri bu çalışmanın konusuna dâhil edilmemiştir. Çünkü ilk olarak kapsam bunun için yeterli değildir. İkinci olarak da bunlar doğrudan internetle ilgili olgular değildir. Deizm ve ateizmin bu yazıda internetle irtibatlandırılması bu iki klasik olgunun internetle birlikte ortaya çıktığını savunmak manasında değildir. Deizmin internet sayesinde popülerleştiğine, ateizmin ise siyasallaştığına yönelik kanıtlar sunulmaktadır. Bu da internetin dindarlıklar ve din karşıtlıkları üzerindeki dönüştürücü etkisini göstermesi bakımından önemlidir.
1 Hakkı Karaşahin, “Gençlik ve Din”, Din Sosyolojisi El Kitabı, ed. Niyazi Akyüz - İhsan Çapçıoğlu (Ankara: Grafiker Yayınları, 2012), 241, 243.
2 Dini bireyselleşme, dini radikalleşme ve öze dönüşçülük hakkında bir inceleme ve Türkiye’deki üniversite gençliğine yönelik dini bireyselleşmeyi konu alan bir araştırma için bk. Sıddık Ağçoban, Üniversite Gençliğinde Dini Bireyselleşme (İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2020).
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Din" sayısında...