Düşünce Dergisi > Dergiler | Düşünce Dergisi, Sayı 15, Din - / Yıl 9, Sayı 15

Düşünce Dergisi, Sayı 15, Din



Sayı 15 / Din

bilgi teorisi açısından egemenlik kavramının inşasında eylem ve düşünce

Aslında pozitivizmin sunduğu türden kesin bir ilerlemecilik fikri bir yanlışlık olarak ortada dursa da bu durum insan hayatında ya da dünya tarihinde hiçbir şekilde bir ilerlemenin olmadığı anlamına gelmez. Pozitivist ilerleme, bir genelleme sonucunda ilerlemenin kesin şekilde iyi olduğuna hükmetmiş bir yaklaşımdır ve yanılgısı da bu hükmünden kaynaklanmaktadır.

türk eğitim sisteminin tinsel meşruiyeti ve 2023 eğitim vizyonu

Son tahlilde 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi, insan ve eğitim fenomenine yaklaşımda resmi ağızdan akıl-kalp kutupsal sinerjisi vurgusuyla bir ilke imza atmış ve fakat tinsel meşruiyet açısından aynı önemli opsiyonu, gönlü düşüncenin stepnesi kılan ayrıntılı öneri ve düzenlemelerdeki vurgularla bloke etme yoluna girmiştir.

kitap değerlendirmesi “islam dünyası fikri: küresel bir entelektüel tarih çalışması”

Bu kitap, İslam tarihinde Müslümanlar arasında var olan fikir ve inanç birliğini inkâr etmiyor. Aksine bu meseleyi “İslam dünyası” fikrinden ve bu fikrin üretildiği bağlamdan ayırıyor. “İslam dünyası” fikrinin iddia ettiği siyasi kader birliği fikrinin on dokuzuncu yüzyılda belirdiğini ifade ediyor.

kudsî hadis ile ayet arasında, gelenek ile modernlik arasında din algısı ve her şeye rağmen bir teklif

Medeniyet tecrübemizi ve tefekkür tarihimizi, medeniyetimizin kendi gökyüzü altında inceleyen Fazlıoğlu, “ışk-amel-hâl”in “akılnazar-kâl”e tercih edildiğini söyler. Böylece tasavvuf ve halk terbiyesi önceliği ilm’e değil ışk’a vermiştir.

çok-kültürcü asimilasyon: yunanistan’da dinî özgürlüğün asimilatif yönü

Yunan Anayasası’nın laik olmadığını hatırlatmak gerekir. Bu durumda Yunan Devleti Kiliseye ve Ortodoks din adamlarına herhangi bir siyasi müdahalede bulunamazken, Türklere ait dini kurumları hegemonyası altına alması elbette ki bir çelişki ihtiva eder. Bu durumu acaba din özgürlüğünde çağ atlayan Yunanistan’ın kendi halkından önce Azınlığa laikliği getirme lütfu olarak mı anlamalıyız?

totaliter rejimlerde din politikaları: arnavutluk örneği

Arnavutluk'ta diktatör Enver Hoxha'nın partisinin attığı ilk adım, din adamlarına karşı mücadele olmuştur. Parti, din adamlarının dini vaazlardan ve çeşitli dini törenlere ve bayramlara katılmaktan vazgeçmesini talep etmiştir. İtaatsizlik durumunda, din adamları ve yandaşları propaganda yaptıkları gerekçesiyle cezalandırılacaktı ve devlete ihanet etmiş sayılacaklardı.

günümüzde popüler kültür ve tasavvuf: mevlânâ ve mevlevîlik örneği

Sözün düşüşü ve imajların yükselişi, insanın hakikat ve anlam arayışını kökünden baltalayan bir süreç olarak postmodernizmin hakikati ve anlamı reddeden onun yerine yorumları koyan yapısıyla birebir örtüşmektedir. Böylelikle imajların yeni medya vasıtasıyla daha da yaygınlaşması ve gündelik hayatı adeta istila etmesi mümkün olabilmiştir.

kitap değerlendirmesi: karel dobbelaere ve üç düzeyde sekülerleşme çözümlemesi

Luckmann ve (genç) Berger’in “dinin, asıl ait olduğu yer olan, özel alana ötelendiği” tespitini eleştiren Dobbelaere, bu yaklaşımın kökeninde pozitivist Aydınlanma düşüncesinin kamusal ve özel alan ayrımının ve dinin de özel alana ait olduğu şeklindeki ön kabulün yattığına dikkat çekmektedir.

türk sineması’nda din

Türk Sineması’nda da toplumun temel kimlik ve kültür unsurlarından biri olan din ve dini öğeler (özellikle İslamiyet), sıkça konu edinilmiş, işlenmiş; sinemacıların ve iktidarların bakış açıları doğrultusunda topluma sunulmuştur.

“krishna mustafa”: 'göçmen' edebiyatında dinî kimliğin aktarılış biçimleri

Namazın nasıl kılındığını tam olarak bilmeyen Mustafa; secdeyi, selam vermeyi ve namazın sonunda okunan duada nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmektedir. Secdeye yönelir ve bu harekette Allah’ın onu her açıdan gördüğünü düşünerek rahatsız olur. Daha sonra sırt üstü dönerek köprü hareketi yapar ve bu hareketi ile bu dünya ve öteki dünya arasında bağ kurduğunu düşünür.

postmodern toplumlarda din ve maneviyat arayışı

Postmodern toplumda din ve maneviyatı daha iyi etüt edebilmek için, modern insanın hareket tarzında iz bırakan, ideal düşünme biçimleri olarak görülen ve temelini “aydınlanma”dan alan düşünce okulları mercek altına alınmalıdır. Hümanizm, liberalizm, feminizm, mistisizm, sosyalizm bunlardan bazıları.

anlam arayışından istismara yeni dinî hareketler

Yeni dini hareketlerin, araştırmacıları temelde 4 ana gruba ayıracak şekilde tartışma kaynağı olduğu söylenebilir: 1) bu hareketlere sosyal ve/veya psikolojik sapmalar olarak bakanlar, 2) bu hareketleri sosyal veya kültürel teşkilatlar olarak ele alanlar, 3) samimi dini tecrübeler olarak inceleyenler ve 4) sahte inançlar veya hakikat arayışına karıştırılmış şeytani yapılanmalar olarak ilan edenler.

kitap değerlendirmesi: türkiye'de yeni din algısının doğuşu

1910 yılında yayımlanan “Medaris-i İlmiyye Nizamnamesi” ve ardından 1914 yılında yayımlanan “Islah-ı Medaris Nizamnamesi” vasıtasıyla medreselere yeni bir çehre verilmek istenmiştir. Buradaki en büyük yenilik, “akli” ilimlerin yeniden müfredata dahil edilmesidir. Hatta Batı dilleri ve resim gibi dersler de programa dahil edilmiştir.

prof. dr. servet bayındır ile islam ekonomisi ve finans üzerine

Kesp bizim tarihimizde önemli bir kavramdır. Kesp, bir insanın bütün kapasitesini, emeğini, bilgisini, becerisini, gücünü kullanarak onun sonucunda elde ettiği katma değerdir. Siz bunu ister bir insan için ister bir işletme için söyleyin veya bütün toplum için söyleyin. Kesp ettiği vardır. Yani demek istediği şey, ne kadar fazla kesp edersen o kadar iyi anlamı çıkıyor.

tıp ve fıkhın kesişim noktasında çağdaş bir alan olarak biyofıkıh

Halkın, yetkili kişi ve kurumlardan fetva talep etmesi günümüz insanının hayatında dinin hala merkezi bir rol oynadığını göstermektedir. Dolayısıyla bugün karşılaştığımız sorun, dini kaygıların yok olmasından ziyade, ilim adamlarının halkın gerçek, pratik ve çoğu zaman acil soru(n)larına doyurucu çözümler sunamaması gibi görünmektedir.

türkiye’de gençlik ve din (internet öncesi ve sonrası bağlamında bir değerlendirme)

İnternetten önce kişiyle din arasındaki temel aktörler başta dini yayınlar ikinci olarak da dini kişilikler, araştırmacılar ve nasihatçilerdi. Dolayısıyla gençliğin dini tutumu söz konusu olduğunda parametreleri bunlar belirliyordu. Söz konusu süreci üç parametre ekseninde değerlendirmek mümkündür.

dijital çağda spiritüel arayışlar ve manevi danışmanlık

Çevrim içi danışmanlık, bazı yönleriyle “internet tinselliği” denilen duruma işaret etmektedir. İnternet içerikleri gittikçe daha fazla din, maneviyat, tinsellik, metafizik, rüya, bilinç deneyimi, dua, parapsikoloji gibi olgulara dair tasvir, direktif ve içeriklerle dolmaktadır.

transhümanizm insan için anlam ve değer üreten yeni bir din olabilir mi?

Transhümanizmin de sözü edilen dinî geleneklere benzer şekilde insanlığı felaha ulaştıracağını iddia ettiği birtakım hedef ve ya da vaatleri ortaya koyuyor olması, onu dinsel içerikli “tekno-eskatolojik” bir hareket olarak değerlendirmeyi zorunlu kılıyor gibi görünmektedir.

konda araştırma genel müdürü bekir ağırdır ile toplumsal değişmeler ve din üzerine

Doğası ve tanımı gereği toplumun dinle ilişkisini, tek bir boyutu ile ya da tek bir kavram ile açıklamaya çalışmak, meseleyi yanlış anlamaya götürür… Karşımızda çok unsurlu, katmanlı ve aktörlü bir yapı var. Artık din meselesi de sadece inanç meselesi olmanın ötesinde bir şey. Dini etkileyen dinamikler olarak sadece gönlümüz ve inancımız yok.

mezhep kimliği ve sosyo-politik tezahürleri

Mezhep kimliğinin üzerinde kurulduğu dört sütun şunlardır: Bir dizi dini hakikat etrafında örgütlenen Doktrin boyutu, Yerel veya bölgesel ölçekte kendisini gösteren Ulus altı boyut, Devlet seviyesinde ve ulus kimliğin yansıtıldığı prizma olarak ulusal boyut, jeo-stratejik rekabet, uluslararası veya ulus aşırı dayanışma ve uluslararası ilişkilerin bir prizması olarak ulus-aşırı boyut

türk müslümanlığı, islamcılık ve sivil din

Sivil din, dünyevi olanın ilahi olanla meşrulaştırılması ve yeni kutsallarla toplumsal ve siyasal bütünleşmeyi sağlayan seküler semboller ve ritüeller bütünüdür. Bu bağlamda İslam diniyle “sivil dini” aynı kategoride değerlendirmek zor olsa gerektir. Ancak İslam dünyasında yani Müslüman toplumlarda gelişen tarihi ve toplumsal süreçler sivil dinin sınırlarına dahil edilebilecek sosyo-politik zeminlere imkân tanımıştır denebilir.

erol güngör ve tasavvuf

Şeriat-tasavvuf bağlamındaki tartışmalar ekseninde, Gazali’nin düşünce evrenindeki farklı dönemler bir yana, onun farklı ve orijinal tarafı İslam’da sünnîlik ve tasavvuf veya şeriat-tarikat diye iki ayrı cereyanı uzlaştırması değil, bu ikisinin de bir ve aynı olduğunu göstermesidir. Çünkü kendisi iki alanın tecrübe ve bilgisine sahip ilmi bir otorite olduğunu hemen herkese kabul ettirmiştir.

prof. dr. m. tayfun amman ile modern türkiye’de din ve toplumsal değişme üzerine

Kanaatimce Türk toplumunda, “modernleştirme”yi hedefleyen siyasî programlarla başlayan, daha sonra “modernleşme”yi sağlayan toplumsal dinamiklerin buna eklenmesiyle yaygınlaşan açık ve örtük sekülerleşme süreçleri işlemektedir. Oluşturulan siyasî ve hukukî zemin üzerinde liberal/kapitalist üretim sistemi yükselmiş ve bu sistemin talepleri doğrultusunda çalışan bilimsel/teknolojik aklın önderliğinde “tüketim toplumu” şekillenmiştir.

milli sekülerizm: durmuş hocaoğlu’nun kurtuluş reçetesi

Milli Sekülerizm; Batılılaşma fiili vakıasını soğukkanlılıkla kabul etmek, el ile yaptığını dil ile inkar etmemek ve reddetmek gibi bir iki yüzlülüğe veya acze tenezzeül etmemek, aklı başında, rasyonel komplekssiz bir şekilde işbu vakıayı milli hale getirme eylemidir.

mâtürîdîliğin inanç sistemimizdeki rolü: itikadî ve ahlakî görüşleri

Mâtürîdî düşünce sisteminin temeli Ebu Hanife’nin görüşlerine dayanmaktadır. Zira Mâtürîdî, eserlerinde Ebu Hanife’den pek çok yerde bahsetmiş, kendi fikirlerini onun fikirleri ile temellendirmiştir. Bu nedenle kaynaklarda, “Ebu Hanife mezhebinin ilk mütekellimi (kelamcısı)” şeklinde nitelendirilmiştir.

modern dünyada dinî değişmenin seyri ve türkiye tecrübesi

Aydınlanma ve hümanizm, Orta Çağ boyunca Katolik Kilisesi eliyle siyasal, toplumsal ve kültürel yaşam alanlarına dayatılan değerleri tersyüz etme çabasına girişmiştir. Tanrı’nın yerine insanı, kutsal kitap yerine bilimi, vahiy yerine aklı, kilise yerine okulu, vaaz yerine dersi, papaz yerine öğretmeni ve nihayetinde ruhban yerine siyasi otoriteyi yerleştirmiştir.

<br />
<b>Notice</b>:  Undefined index: seoBaslik in <b>/var/www/vhosts/dusuncedergisi.com.tr/httpdocs/templates_c/f391038f041e27d2d160db36602891ca78bc8386_0.file.dergi.tpl.php</b> on line <b>133</b><br />
<br />
<b>Notice</b>:  Trying to get property 'value' of non-object in <b>/var/www/vhosts/dusuncedergisi.com.tr/httpdocs/templates_c/f391038f041e27d2d160db36602891ca78bc8386_0.file.dergi.tpl.php</b> on line <b>133</b><br />

takdim yerine / modern dünyada din

Bu sayımızda bahsedildiği üzere farklı mecralarda anlamaya çalıştığımız modern dünyada din meselesi elbette bütün boyutlarıyla ele alınıp tüketilebilecek bir konu değildir. Burada değerlendirme fırsatı bulamadığımız birçok mesele olmakla birlikte konunun ana hatlarını belirginleştirmeye ve bundan sonra yapılacak çalışmalar için ufuk açıcı olmasını umduğumuz yeni sorular sormaya çalıştık.