Yeşilay’ın, tütün bağımlılığının insan sağlığına zararlarına dikkat çekmek amacıyla Sağlık Bakanlığı desteğiyle birakabilirsin.org projesi kapsamında finanse ettiği kamu spotlarından biri olan “Onlar kazanırken, biz kaybediyoruz.” şöyledir: Neşeli bir aile sofrası ortamı; anne, baba ve iki çocuk gülüşerek yemek yemektedir. Birden anne kaybolur... Sofrada kalanları kederli bir hâlde tabaklarını karıştırırken görürüz. Dış ses, “Kaybettiklerimiz, ailemiz, dostlarımız…” derken basketbol oynayan iki genç kadraja girer ve eğlenceli basketbol sahası, gençlerden birinin kaybolmasıyla hüzünlenir. Dış ses devam etmektedir: “…sevdiklerimiz, yerini dolduramayacaklarımız…”. Küçük bir kız çocuğunu salıncakta sallayan -muhtemelen- bir baba ekrana yansır, onlar da kahkahalar atmaktadır. Dış ses konuşur: “Türkiye’de her gün yerini dolduramayacağımız 300 hayat sigara yüzünden kayboluyor. Fakat sigara şirketleri kaybettikleri müşterilerinin yerini kolayca doldurabiliyor.” Kızın babası da önceki sahnelerdeki figürler gibi ortadan kaybolur ve çocuk salıncakta hüzünlü bir şekilde kalakalmıştır. Bu esnada ekranda “Onlar kazanırken biz kaybediyoruz.” sloganı, ardından da şu metin arzıendam eder: “Çok uluslu sigara şirketleri her yıl 100 milyar dolar kazanırken dünyada 7 milyon insan ölüyor.” Kamu spotu, “Buna dur diyebilirsin. birakabilirsin. org” hitabıyla son bulur. 2019’dan bu yana Türkiye’deki pek çok televizyon ve radyo kanalının yanı sıra sinema salonlarında film gösterimlerinden önce yayınlanan bu kamu spotu hakkında sosyal medyada yapılan yorumlar genellikle prodüksiyonun mesajını vermekteki duygusal etkisini olumlayıcıdır. Ancak bazı yorumlarda, kamu spotunun sigaranın “ölümcül” bir alışkanlık olduğu vurgusuyla tütün endüstrisinin kâr döngüsü arasında kurduğu ilişki manipülatif bulunmuştur.
Biliyoruz ki algıları, seçimleri veya davranışları el altından aldatma veya taciz edici taktiklerle etkilenen bireyler, manipüle edilmiştir. Manipülasyonun olumlu maksatlar için meşru bir ikna metodu olarak görüldüğü durumlarda, manipülatif içeriklerin hâkim olduğu bir medya atmosferinde, bu realite genellikle eleştirilmez. Sağlığın korunmasının medyada teşvik edilmesi için manipülatif argümanlara başvurulması, şüphesiz tercih edilen tek yöntem değildir. Nitekim sağlığa zararlı etkilerin tıbbi çerçevede, somut verilerle aktarıldığı haber ve reklam metinlerine daha sık rastlanır. Fakat manipülatif ya da manipülatif olmayan sağlık iletişimi çalışmalarında kamu yararı gözetilip gözetilmediğine ilişkin bir etik tartışma her zaman için yapılabilir. Zira kamusal yarar anlayışı doğrultusunda sağlık iletişiminde -velev ki maksat olumlu olsun- manipülasyonun her çeşidine karşı çıkanlar, sağlığı teşvik etse bile bu alanda manipülatif yöntemlerin kullanılmasını kınamaktadır.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "manipülasyon" sayısında...