Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 14 / Piyasa |

kripto para piyasaları ve yeni bir para türünün doğuşu

Kripto paraların emtia para gibi değerlendirilmeleri için kendinden menkul bir kıymetinin olması konusunda söylenebilecek tek şey şimdilik insanlar tarafından hiçbir işlevi olmadığı halde güvenilir ve değerli kabul olmalarıdır. Paranın devlet teorisine göre ise para olarak değerlendirilemeyecek bu varlıkların ileride devletler tarafından basılmasalar da tanınmaları ve vergi/ödeme sistemi kara paranın takibi gibi konularda düzenlenmeleri para olarak kabul edilmelerini sağlayabilir.

2008 yılında Satoshi Nakamato takma ismi ile ortaya atılan bir makaleden yola çıkılarak oluşturulan Bitcoin ve onu takip eden yedi bine yakın kripto para birimi bugün tüm dünyada üç yüzden fazla kripto
para borsasında alım-satıma konu olmaktadır.1 Finans kuruluşları tarafında bu varlıklara ilişkin şüpheli yaklaşımlar yavaş yavaş kendini deneysel tecrübelere bırakmıştır. Milyonlarca insanın yatırım(!) yapmaya başladığı kripto paralarla ilgili verilen hukuki görüşler ve dini fetvalar, paranın kendisinin ne olduğu ve kripto paraların ontolojik olarak ne ifade ettiği tam olarak anlaşılamadığından maalesef eksik kalmaktadır. Bu yazıda kripto paraların, para olarak nerede durduklarını irdelerken kendi piyasasını oluşturmuş bu varlıkların tarihsel süreçte geldiği ve gelebileceği noktaları da ele alarak kendi varoluş serüvenlerini anlamaya çalışacağız. Bunu yaparken sadece piyasası, yani arz ve talebi olmakla bir varlığın para olabilme yolcuğunun nasıl şekillendiğini inceleyeceğiz.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Piyasa" sayısında...