Düşünce Dergisi > Dergiler | Düşünce Dergisi, Sayı 14, Piyasa - / Yıl 8, Sayı 14

Düşünce Dergisi, Sayı 14, Piyasa



Sayı 14 / Piyasa

yaşar hoca'nın ardından...

Yaşar Hoca 24 saati dolu dolu yaşayan biriydi. Gece 11-12’de internetten canlı eğitimler verip, yatırımcılarla sohbetler yapıp, sabah 5’te internet sitesine yorumlarını ekleyip, 8’de ofiste olmak, ben hiçbir zaman alışamasam da, onun için normaldi. Ya da gece 3-4 gibi yorumlarını, yazılarını tamamlayıp sabah 7-8 gibi TV’lerde yorum yapmak. Bunların çoğunun maddi bir getirisi de yoktu.

yaşar erdinç’in "36/42 para harekatı – krizlerin belgesel romanı" incelemesi

Bağlam olarak yazarın, kitap içeriğinde önce ekonominin dengelerini anlatıp sonra ekonomik krizleri anlatması, kitabı daha da anlaşılır hale getiriyor. Böylelikle okuyucu olaylara geniş bir perspektiften bakabilme imkanı buluyor.

kitap değerlendirme "faiz meselesi: tarihte örnek uygulamalar"

“Yahudilerin faizli borç ilişkilerindeki başarısı ise toplumların gelir adaletsizliğini artırdığı ve yoksulluğa sebep olduğu için birçok devlet tarafından iyi karşılanmaz fakat tüm bu etkenler, Yahudilerin finansal başarısını etkilemez.”

türk edebiyatında para ve iktisat

Ahmet Midhat Efendi, 1890’da kaleme aldığı Müşahedat romanında, önce İstanbul’un sebze halindeki esnafının tek tek nasıl kuruşlandığını tasvir eder; sonra bize büyük bir girişimci portresi çizer. Seyit Mehmet Numan, para şöyle dursun, kredi kavramını bile ete kemiğe büründürmüş ender Osmanlılardan biridir.

piyasa-ahlâk ilişkisi üzerine

Piyasanın egemenliği neoliberal söyleme teslim olmuş dünyamızda neredeyse aksi düşünülemez ve geri döndürülemez bir süreç gibi görünüyor. Bu haldeyken piyasanın yeniden bir ahlâki pusulaya ihtiyacı olduğu ortada.

harvey cox’un gözünden bir tanrı olarak piyasa

Kendi içindeki olanca farklılığına rağmen bütün teolojik sistemlerin tepe noktasında Tanrı yer alır, bu o sistemin kutsalını belirtir. Ekonominin tepe noktasında ise Piyasa vardı. Cox, Piyasa kelimesi kasıtlı olarak büyük harfle yazar; amacı “bu kelimenin sahip olduğu gizeme ve iş adamları arasındaki saygınlığına” işaret etmektir.

erhan aslanoğlu ile “tüketici güven endeksi” üzerine

Tüketicinin bugün söylediği bugünkü durum algısı aslında bir aylık algısı zaten. Bunu hepimiz biliyoruz. Bir aylık bir veri. Frekansı olan bir veri için söylüyoruz. Bu tek başına çok bir şey ifade etmez. Biz biraz daha en azından üç aylık, dört aylık eğilimler görüyorsak buradan bir trend bilgisi çıkarıyoruz.

ikincil borç piyasaları ve varlık yönetim şirketleri

Borçtan doğan köleliğin Mezopotamya, Afrika, Uzak Asya ve Avrupa’da örneklerine işaret eden birçok antropolojik ve arkeolojik çalışmanın yanı sıra, modern devletin ortaya çıkış dönemlerinde de borçlular hapishanesinin varlığı bilinmektedir.

piyasanın krizleri

Finansal krizler yüzlerce yıl geriye götürülebilir. Hollanda’da bir lale tüccarının bir demet laleye ortalama bir ailenin yıllık gelirinin yaklaşık 20 katını ödediği Lale Çılgınlığı 1637’de, Fransa maliyesinin uzun bir süre toparlanamamasına, finansal sisteminin çöküşüne neden olan ve Fransız Devrimi’nin başlangıcı olarak kabul edilen Mississippi Balonu 1720’de yaşanmıştı.

atilla yeşilada ile “uluslararası finans sistemi ve dolar” üzerine

Biz yurt dışına çok borçlu bir ülkeyiz. Bizim fx borçlarımızın milli gelir oranı yüzde kırk beş civarında. Yani UVP yüzde elli altı diyor ama oradan doğrudan yatırımları çıkartmak lazım. Tabii bütün bu borçların da ayrıyeten yüzde altmış, altmış beşi dolar cinsinden. Yani gerisi Euro ve Yen. Dolayısıyla biz Amerikan faizlerini takip etmek zorundayız.

küreselleşme sonrası çağda hâkimiyetin yeni hali: jeoekonomi

Jeoekonominin vurguladığı husus, devletlerin oluştuğu günden bu yana uluslararası siyasette önemli bir yeri olan ekonomik araçların dış politikada kullanımının; günümüzde askeri araçların kullanımı ve kullanım tehdidi stratejilerinden daha makul ve rasyonel bir politika biçimine dönüştüğüdür.

ibrahim uslu ile “piyasa araştırmaları” üzerine

Her arz kendi talebini yaratır diye düşünülüyordu. Yani biz ürün üretelim, nasılsa müşterisi çıkar. Fakat sonra bakıyorlar ki herkes üretmeye başlıyor. Artık ürün üretince sana müşteri gelmiyor. Ne yapalım? Ürünümüzü tanıtalım. O yüzden reklamcılık gelişmeye başlıyor yirminci yüzyılın başlarında.

kripto para piyasaları ve yeni bir para türünün doğuşu

Kripto paraların emtia para gibi değerlendirilmeleri için kendinden menkul bir kıymetinin olması konusunda söylenebilecek tek şey şimdilik insanlar tarafından hiçbir işlevi olmadığı halde güvenilir ve değerli kabul olmalarıdır. Paranın devlet teorisine göre ise para olarak değerlendirilemeyecek bu varlıkların ileride devletler tarafından basılmasalar da tanınmaları ve vergi/ödeme sistemi kara paranın takibi gibi konularda düzenlenmeleri para olarak kabul edilmelerini sağlayabilir.

zeyneb hafsa orhan ile “islam iktisadı” üzerine

İslam iktisadında, bir fiyatı etkileyen şeylerde farklılaşma oluyor. Aynı zamanda ürünlere ve hizmete bakışta farklılık olabilir. İslam iktisadında ekonomiye, devletin müdahalesine daha açık gözüyle bakılıyor. Bugün dünyada, devlet artı piyasanın olduğu karma ekonomik sistem var.

islami bankalar kalkınmayı sağlar mı?

İnsanların finansal ihtiyaçlarını İslam’ın yasakladığı uygulamalardan uzak durarak karşılayan, ancak bunu da kapitalist saiklerle yapan İslami bankalardan daha ötesini beklemek kurumsal mantıklarına aykırıdır, dolayısıyla daha öteye ancak kâr amacı gütmeyen organik kurumlarla gitmek mümkündür.

mehmet genç ile osmanlı iktisadı üzerine

Mehmet Genç, Türk akademisinde müstesna isimlerden bir tanesiydi. İktisat tarihi alanında paradigma yıkan ve Osmanlı ekonomisine yeni bir bakış açısı ile yaklaşan Mehmet Genç’le ölümünden bir süre önce yaptığımız bu röportaj, Hoca’yı yeniden rahmetle anma vesilesi olacak kıymetli tespitler içeriyor.

emekliliğin piyasalaşma süreci ve türkiye’de bireysel emeklilik sistemi

Dünyada emeklilik sistemleri ulusal sosyal güvenlik sistemleri, tamamlayıcı emeklilik planları ve özel emeklilik fonları olmak üzere devlet, işverenler ve özel sektör tarafından üç şekilde oluşturulmaktadır. Ulusal sosyal güvenlik sistemleri devletler tarafından oluşturup çalıştırılmakta ve çalışanlara emeklilik hakkı vermektedir. İşverenler tarafından ise tamamlayıcı emeklilik fon ve planları sağlanabilmektedir. Özel kesim ise isteğe bağlı olarak tasarruf ve yatırımların ürünü olan özel emeklilik fonları oluşturmaktadır.

batı’da yükseköğretim piyasasının tarihî kökenleri

Üniversitelerin Avrupa’da görünmeye başlamasını gerekçelendiren pek çok düşünce olsa da herhangi bir şüpheye yer verilmeden meselenin ekonomik bağları üzerinde durulması gerekir. Çünkü Avrupa’daki ekonomik gerileme sona ererken üniversite kurumunun, şehir ve devlet bürokrasisi ile birlikte dikkat çekici bir şekilde ortaya çıkması üniversitenin salt tarihi olaylarla anlaşılmaya çalışılmasına engel olacak niteliktedir.

yapay zeka ve piyasa

Halihazırda YZ’nin sağlıkta kullanım alanları arasında, teşhis ve tahmin-temelli teşhis (prediction-based diagnosis), klinik bakım, ilaç araştırmaları, halk sağlığı ve sürveyans gibi alanlar bulunmaktadır. Sağlık kayıtlarının güvenliği, verilerin işlenmesinde şeffaflık, YZ ve makine öğrenmesi için kullanılan verinin yanlı (biased data) olması, YZ destekli kararlarda sorumluluğun dağıtımı, klinikte geleneksel hasta-hekim rollerinin değişmesi gibi temel sorun alanları mevcuttur.

ali ayçil ile röportaj

"edebiyatın piyasası, piyasanın edebiyatı"

türkiye’de ticari sinemanın dönüşümü ve türk sineması’na etkileri

“Türkiye’de film üretiminde ticari kaygıların olması elbette ki kaçınılmazdır. Fakat yalnızca hedef kitleye ucuz, seyirlik ürünler sunmak yerine kaliteden ödün vermeden üretilen bağımsız yapımların da desteklenmesi, izleyiciye sunulması ve vizyonda kendisine yer bulması, yerel sinemanın güçlenmesi açısından oldukça önemlidir.

yeşilçam’a yön veren bölge işletmeciliği sistemi

Türk sinema endüstrisinde ilginç bir sinema anlayışını oluşturan Bölge İşletmeciliği Sistemi, 1965 ile 1975 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Yetmişli yılların ikinci yarısından sonra televizyonun yükselişe geçmesiyle birlikte sinemaya olan ilginin azalmasıyla; artan siyasal olaylarla; sinemada erotik ve dövüş filmlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte bölge işletmeciliği işlemez duruma gelmiştir.

<br />
<b>Notice</b>:  Undefined index: seoBaslik in <b>/var/www/vhosts/dusuncedergisi.com.tr/httpdocs/templates_c/f391038f041e27d2d160db36602891ca78bc8386_0.file.dergi.tpl.php</b> on line <b>133</b><br />
<br />
<b>Notice</b>:  Trying to get property 'value' of non-object in <b>/var/www/vhosts/dusuncedergisi.com.tr/httpdocs/templates_c/f391038f041e27d2d160db36602891ca78bc8386_0.file.dergi.tpl.php</b> on line <b>133</b><br />

takdim yerine / piyasa(laşma): ideoloji mi ütopya mı?

Piyasa her ne kadar pazarın karşılığı olarak kullanılıyorsa da kadim bir alışveriş alanı olan pazar ile piyasanın ve işleyişinin modern karakterini nitelemek adına sayıda piyasa kavramının peşinden gitmeyi uygun gördük.