İnsanların hayatı hep bilgi ile ve bilerek gerçekleşir. Bilgi olmadan hayat düşünülemez; bu sebeple insanların bulunduğu, hayatın devam ettiği her yer ve zamanda bir bilgi söz konusudur.
Bir bebek dünyaya geldiğinde sadece bilme imkânına ve kabiliyetine sahiptir; zamanla hayata katılırken bilgisi oluşur, derinleşir ve genişler.
Bilgi tek tür değildir; insanın mesela algıları, bir tür bilgiyi teşkil ederken veya bir tür bilgiye esas teşkil ederken, algı verilerinin birbirle-ri ile irtibatlandırılması veya irtibatının kurulması daha farklı bir bilgiyi ifade eder. Algılar arasındaki irtibatın muhtevası bir tür bilgiyi teşkil ederken, bu irtibatın formu daha farklı bir bilgiyi ifade eder. Ama aynı zamanda formların birbirleri ile ilişkileri söz konusu olduğunda, bir se- viyedeki formları muhteva olarak kavrayan, daha üst bir irtibatlandırma formu, daha üst bir bilme şeklini işaret eder.