Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 16 / Aile |

ailenin tiktok halleri

TikTok’ta ailelerin ürettiği içeriklere bakıldığında her gün binlercesi üretilen ve yayınlanan bu içeriklerle aile içi ilişkilerdeki kültürel normların olumsuz yönde dönüşeceğini söylemek mümkündür. Şöhrete erişme isteğini de içinde barındıran paylaşılan içerikler, bireylerin bu uğurda aile mahremiyetlerini hiçe saymalarına sebep olmaktadır. Bu durumun ahlaki yozlaşmayı da beraberinde getireceği şüphesizdir.

Gelişen iletişim teknolojileri, coğrafyalar arasındaki mesafeden kaynaklanan iletişim anlamındaki uzaklığı ortadan kaldırmıştır. Bu açıdan bakıldığında McLuhan’ın 1900 yılından sonraki zaman dilimi için kullanmış olduğu “Yeniden Kabileleşme Çağı” adlandırması internet ve gelişen diğer yeni iletişim teknolojileriyle beraber düşünüldüğünde daha anlamlı hale gelmektedir. Bu bağlamda insanların çeşitli motivasyonlarla bir araya geldikleri sosyal medya uygulamalarını birer “küresel köy” olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır (Laughey, 2010: 28-29). Sosyal medyanın yaygınlaşması ve paylaşılan içeriklerin çok kısa zamanda dünya çapında yayılabilmesi küresel bir kitle kültürünün oluşmasına katkıda bulunmuş ve sınırların ötesindeki insanlar sosyal medyanın ortak diliyle birbiriyle benzeşir hale gelmiştir.

Yeni medyanın ortaya çıkışını müteakip sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasını sağlayan ortam, hızlı ve pratik iletişimin kitlelerce benimsenmesine sebep olmuştur. Bu durum da mecburen platformlar özelinde bazı kısıtlamaları beraberinde getirmiştir. Bu kısıtlamalara en bilinen örnek olarak önce 140 karakter ve daha sonrasında 280 karakter kısıtlamasıyla Twitter uygulaması örnek olarak verilebilir. Ancak bu limit artırımının paylaşılan tweetlerin karakter uzunluklarına fazla bir etkisi olmamıştır (Perez, 2018). Bu kısıtlamanın yakın zamanda kaldırılacağı söylenmektedir (Yeniçağ, 2022). TikTok uygulaması da bir görsel içerik paylaşımı platformu olarak süre kısıtına sahiptir. Önceleri 60 saniye olan bu kısıtlama, sonrasında 3 dakikaya çıkmıştır ve bu süre kısıtı yakın zaman önce 10 dakikaya çıkarılmıştır (Akşam, 2022). Bu süre artırımın altında yatan sebebin, uzun süreli videolarla YouTube uygulamasıyla rekabet edebilmek istenmesi olduğu söylenmektedir (Wright, 2022). Esasında sosyal medya araçlarının süre, uzunluk vs. ile ilgili yaptığı değişikliklerin ve eklemelerinin (Twitter’da video paylaşma özelliği ve YouTube ve Instagram’da kısa video paylaşma özelliği getirilmesi vs.) temelinde rekabet olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Aralarında yöndeşme gerçekleşen sosyal medya araçları birbirlerinin etkinlik alanlarına girerek rekabeti kazanmayı amaçlamaktadırlar. Bu yöndeşme her ne kadar süreklilik arz eden bir süreç olsa da sosyal medya araçlarının karakteristik özelliklerinin kullanıcılar açısından öneminin değiştiği söylenemez. Aslında bu durumun, uygulamaların kendi hâkimiyet alanlarını tahkim etmelerini sağladığı bile söylenebilir. Buna örnek olarak TikTok verilebilir. Facebook, Instagram ve YouTube’a kısa video özelliği kazandırıldığından beridir söz konusu sosyal medya araçlarında TikTok filigranlı videolar izlenebilmektedir. 

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Aile" sayısında...