Küresel Finans Sistemi ve Bu Sistemi Domine Eden Dolar
Düşünce Sohbetleri programının 18’ncisi Ali Kürşat Sak yöneticiliğinde Atilla Yeşilada’nın katılımıyla gerçekleşti. Düşünce dergisinin “14. Sayısı olan Piyasa(laşma): İdeoloji Mi Ütopya mı?” sayısına röportajı ile katkı sunan Yeşilada ile küresel finans sistemi ve bu sistemi domine eden dolar üzerine bir sohbet gerçekleştirildi. Bu sohbet 22 Ocak 2022 tarihinde KOCAV TV Youtube kanalı üzerinden çevrimiçi olarak yayınlandı.
İlk olarak Ali Kürşat Sak, Atilla Yeşilada hocayı tanıtarak takdim etti. Atilla Yeşilada’nın doksanların başından beri finansal piyasalarda çalışan ve bugün artık piyasada üstat olarak kabul edilen birisi olduğunu söyledi. Bunun bazı nedenlerinin olduğunu belirtti ve bu nedenlerden birini seksen sonrası dünyada hüküm süren ekonomik liberalizasyonu hem Reagan Amerika’sında hem Özal Türkiye’sinde bizzat yaşamış olmasına bağladı. O zamanlar Yeşilada’nın Amerika’da öğrenci olarak bulunduğunu söyledi. Türkiye özelinden bakıldığında ise Yeşilada’nın özellikle 1989 yılındaki finans hesaplarının liberalize olmasından sonra doksanlar boyunca yaşanan ekonomik krizlerin, ekonomik kırılmaların 2003 sonrası dönemdeki değişimini dönüşümünü de tecrübe etmiş olduğunu belirtti. Hem aldığı eğitim ile hem tecrübesi ile ekonomiyi, özellikle de ekonominin parasal yönünü çok iyi bilen birisi olduğunu vurguladı ve Yeşilada’nın, dünya ve Türkiye ekonomisinde bir şey olduğu zaman düşüncelerine önem verilen bir isim olduğunu söyledi.
Politik ekonomik sistemlerin hayatta kalabilmesi için ilk önce insanlara hizmet etmesi gerekir.
Takdimin ardından Düşünce Sohbetleri Ali Kürşat Sak’ın Robert Shiller’in bir sözü üzerinden “Finans sayesinde insanlık anlamlı bir ilerleme kaydetmedi mi ve iyi bir yörüngede mi gelişiyor? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” Sorusu ile başladı.
Atilla Yeşilada sözlerine Yaşar Erdinç Hocayı anarak başladı ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Öncelikle değerli dostum ve meslektaşım Yaşar Erdinç hocayı bir kez daha anayım. Tanrıdan rahmet dileyeyim. Çok canım yandı. Yirmi senelik dostumdu.” Dedi.
Yeşilada, Sak’ın sorusu üzerine Robert Shiller’e katılmadığını söyledi ve şöyle devam etti: “Kapitalizmin evrimine, insanlığın genel tarihine baktığımda finansal inovasyona ve finansal piyasalara çok fazla beşeri yatırım yaptığımızı, reel ekonomiyi ise ihmal ettiğimizi görüyoruz. Özellikle finansal sistemin çok hızlı bir şekilde serveti birkaç kişinin elinde biriktirme özelliği - ki doğal bir özellik bu kimse böyle kurgulamamış- bu dünyadaki gelir dağılımındaki adaletsizliği hızla arttırıyor. Ve kapitalizm, kominizm ve akla gelen diğer politik ekonomik sistemlerin hayatta kalabilmesi için ilk önce insanlara hizmet etmesi gerekir. Finansal ekonomi de tabii ki insanlara hizmet ediyor ama bence çok gereksiz. Gerçekten bu kadar çok fona, bu kadar çok mali enstrümana, bu kadar çok tradinge ihtiyacımız var mı? Robert Shiller de zamanında bu soruyu sormuştu. Şöyle çerçevelendirmişti; hisse senedi fiyatlarındaki oynaklık rasyonel midir? Ve doğru hatırladığım kadarıyla rasyonel olmadığını ispatlayarak finansal ekonomide mesafe kat etmişti. Finansal ekonomiye çok fazla kaynak ayırdığımıza dair tek görüş bana ait değil. George Friedman da bu konuda ampirik çalışmalar yaptı. Bir noktaya kadar finansal derinleşme toplumun kalkınmasını hızlandırıyor. Reel ekonominin kalkınmasına destek veriyor. Ama bir noktadan sonra hemen hemen hiç katkısı yok. Bir de tam tersini düşünelim. Son zamanlarda adından bahsettiğimiz krizlerin veya krizciklerin çoğu finansal sistem odaklı.” Dedi ve bu hususu bir kaç örnek ile açıkladı. Sonuç olarak Yeşilada finans sisteminin değişmek zorunda olduğunu ve ekonomik adaletin kalkınmasına aktif katkı vermesi gerektiğini vurguladı. Bunun devlet eliyle olmayacağını, finansal sistemin kendi eksiklerini görmesi gerektiğini söyledi. Finansal sistemin bu şekilde devam etmesi durumunda dünyanın bir krizi daha kaldırabileceğini ama ondan sonra insanların kapitalizmden ve finansal spekülasyondan ellerini çekeceğini ve yepyeni arayışlara gireceğini söyledi. Yeşilada finansal Denetleme kurumlarının hükumetten bağımsız olması gerektiğine de değindi.
Hepimiz Aynı Gemideyiz Ve Bu Meselelere Bütüncül Olarak Yaklaşmamız Zorunludur.
Global sorunların bölgesel karar ve müdahalelerle çözülemeyeceğini, global meselelerin etkin çaresinin ancak ulus üstü ve çok yetkili kurumların oluşturulması ile sağlanabileceğini, aksi halde yükün adil bir şekilde paylaştırılamayacağını anlattı. “Eğer bu konularda ciddiysek, 2050 yılında bu gezegenin bir cehenneme dönüşmesini istemiyorsak ciddi adımlar atmalıyız.” diyerek bu meselenin önemine dikkat çekti. Bu tip global sorunları çözmek için -bize ters gelse bile- milli egemenliğimizi başkalarına devretmemiz gerekeceğini bunun başka bir çaresinin olmadığını söyledi. Artık bu konularda milli menfaatlerin öncelenemeyeceğini hepimizin aynı gemide olduğumuzu ve bu meselelere bütüncül olarak yaklaşmamızın zorunlu olduğunu vurguladı.
İklim değişikliği ile mücadele hakkında yeni nesil gençlerde inanılmaz bir bilinç oluştuğunu ve çevreye saygılı bir yaşam benimsemeye çalıştıklarını belirterek bundan gurur duyduğunu söyledi. Artık iklim değişikliğinin varlığı hakkında bir tartışma kalmadığını, ülkelerin henüz bununla tam olarak mücadele etmediğini söyledi. Fakat yakın zamanlarda artan iklim felaketlerinden dolayı ülkelerin ilgili önlemleri almaya mecbur kalacaklarını ve bu önlemlerin ciddi mali yükler getireceğini anlattı. Artık özellikle 2030 sonrasında global tarzda önlemler alınacağını ve bilinçli yeni nesil ile yaşam tarzlarının ciddi anlamda değişeceğini söyledi.
Algoritmik Ve Yüksek Frekanslı Alım Satımların Piyasaya Yıkıcı Etkisi Olur Mu?
Ali Kürşat Sak “Son yıllarda bilgisayarın gelişmesiyle beraber algoritmik ve yüksek frekanslı menkul kıymet alım satımı ortaya çıktı. Bunlardan bazıları kamuya kapalı özel işler, özel işlem grupları içerisinde yapılıyor. Bunun yıkıcı bir etkisi olacak mı?” şeklinde bir soru yöneltti.
Yeşilada bu hususta ilk olarak mali krizlerin zamanlamasını hiçbir zaman kestiremeyeceklerini ama insanlığı veya belirli bir ekonomik ekosistemi mali krize götüren süreci çok iyi bildiklerini söyledi. Ve bu konuda finansın evreleri teorisinin çok önemli olduğunu söyleyerek bu teoriyi açıkladı. Bunun dışında etkin piyasalar teorisinin, soruda bahsedilen yöntemlerle uzun vadede para kazanılamayacağını gösterdiğini, bunların yıkıcı olacağını zannetmediğini belirtti.
Son olarak dolar konusuna da değinildikten sonra Yeşilada, Kocav Vakfıyla her zaman işbirliği yaptığını, düşünce çabalarını samimiyetle desteklediğini ve elinden geldiği kadar katkıda bulunarak teşekkür ettiğini söyleyerek sözlerini noktaladı.