Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 8 / Erol Güngör |

erol güngör’de zihniyet meselesi

Erol Güngör, İslâmın Bugünkü Meseleleri isimli kitabının başında, “uyku ile uyanıklık arasında” diye çok güzel bir metafor kullanmış. İslam dünyasının halini tanımlarken, “ Uyku ile uyanıklık arasında” tabirini kullanıyor. Hakikaten bu çok müthiş bir metafordur. Çünkü İslam dünyası hâlâ uyku ile uyanıklık arasında bir yerlerde.

Erol Hocanın perspektifinden Tanzimat’tan bu yana tartışa geldiğimiz acaba hangi sorunu çözdük? Yani Türk düşüncesinin, İslâm düşüncesinin Tanzimat’tan bu yana tartıştığı ve çözüm ürettiği bir tek problem yoktur. Bu Türk düşüncesinin, İslam düşüncesinin bir krizidir. Değişen şeyler nedir? Modernleşme süreciyle birlikte bu sürece ilave edilen, yeni dönemlerde gündeme gelen, aktüel olarak yaşadığımız problemler ve onlara bağlı kısmi değişme yani zihniyet değişmesinden ve sosyal değişmeden kaynaklanan etkilerle oluşan düşüncedeki değişimdir. Ama esasa baktığımız zaman bu problemler hala çözülmüş değil. Peki, ben bu zihniyet meselesini nasıl yorumluyorum? Tahsin Hocam ele aldığı için esasında Erol Güngör’ün sosyal meseleleri, insan eylemini çözümlerken, dini meseleleri çözümlerken tamamıyla ele aldığı, üzerinde yoğunlaştığı şey bir zihniyet değişmesidir. Tabi bu Weberyen nazardan kısmen oku1nabilir ama aslında Weberyen değildir, kanaatimce. Ama bir zihniyet değişmesi yani olgu ve olaylar karşısında zihnin durumu veya aldığı pozisyondur diyebiliriz. Yani bir anlamda bilgi anlayışı ve zihnin ona karşı ürettiği aksülameller ki, onun modernleşme tarihimizde en çok eleştirdiği husus budur. Türk düşüncesinin krizi olarak zikrettiği temel nokta da burada düğümlenmektedir. Mesela Sabiîlerde ve Yunanlılarda hiçbir medeniyet emaresi göstermeyen Aristo felsefesi ve bilgi birikimi, İslam medeniyetin teşekkül devrinde tercüme edilerek Arapçaya çevrilmesi, Müslüman alimlerin 8., 9., ve 10’uncu asırlarda ona verdikleri hamle gücü ile nasıl bir medeniyet hamlesi haline geldiğidir. Yani Aristo felsefesi ki sonradan Avrupalılar bu eserleri bizden alarak Latinceye çevirdiler, geliştirdiler. Yani bugün de Erol Hoca’nın temelde dikkat çektiği şey şudur: Bizim bugün Müslüman bir zihin olarak Müslüman bir toplum olarak kendimizi dış dünyayı ve - Tahsin Hocamın özelikle üzerine durduğu gibi - varlığı anlamlandırma ve bilme edimine sahip olmadığımızdır. Dolayısıyla her dönemde karşı karşıya kaldığımız durumlar, sıklıkla söylenildiği ve hepimizin bildiği gibi körlerin fili tarifi gibidir. Onun önerdiği yeni yaklaşım biçimi ile tartıştığı temel meselelerden birisi, çoğu yanlış olan İslam medeniyeti ve düşüncesi ile ilgili, din ile ilgili değerlendirmelerdir. Ben müsaadenizle onların üzerine durmak istiyorum.

Erol Güngör, İslâmın Bugünkü Meseleleri isimli kitabının başında, “uyku ile uyanıklık arasında” diye çok güzel bir metafor kullanmış. İslam dünyasının halini tanımlarken, “ Uyku ile uyanıklık arasında” tabirini kullanıyor. Hakikaten bu çok müthiş bir metafordur. Çünkü İslam dünyası hâlâ uyku ile uyanıklık arasında bir yerlerde.

* Bu yazı 16 Nisan 2016 tarihinde KOCAV’da yapılan Erol Güngör’ü Anma programında yapılan konuşmanın elden geçirilmiş şeklidir.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Erol Güngör sayısında...

 

İlgili Yazılar
prof dr ihsan fazlıoğlu ile röportaj
Sayı 5 / Dil
prof. dr. ihsan fazlıoğlu ile röportaj

Aralık 2016

Sayı 8 / Erol Güngör
garbın sâhasında tasavvuf arkeolojisi

Temmuz 2019