Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 5 / Dil |

dil ekolojisi

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir.

Dil ekolojisi kavramının her yönüyle açıklanabilmesi için, dünya dillerinin aralarındaki karşılıklı ilişki, dillerin konuşucuları ile olan ilişkisi ve dillerin onları kuşatan toplumsal yapılar ve içinde yer aldıkları çevre ile olan ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir. Dilbilim, toplumsal olduğu kadar politik ve tarihsel bağlamlarda da ele alınması gereken bu ilişkiler nedeniyle, psikodilbilim, dilbilimsel antropoloji, toplumdilbilim, biyoloji, demografi, genetik ve bilişsel bilimler gibi alanların bir uzantısı olarak önemli bir işleve sahiptir. “Dil ekolojisi” kavramını ilk kez ortaya atan Einar Haugen, kavramı, “Herhangi bir dil ile içinde bulunduğu çevrenin ilişkisi” şeklinde tanımlamıştır.1 Ayrıca, dilleri büyük ölçüde psikolojik ve sosyal faktörlerin etkilemekte oluşundan dolayı bu etkilerin de incelenmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Bugün altı binden fazla yaşayan dilin bulunduğu dünyamızda varlığı tehdit altında olan dillerin sayısı da giderek artmaktadır. Bir toplumun kendi tarihini ve kültürünü kayıt altına alabilmesi için yegâne araç olan dilini yaşatabilmesi de bu bağlamda bir varlık-yokluk sorunu olmaktadır. Bir insanın dilinin artık silinip yok olması ve hiçbir insan tarafından konuşulmaması ölümün kendisinden daha ürkütücüdür; bu o dilin konuşucularının toplu ölümü anlamına gelmektedir.

 

1 Haugen, E. (1972). The Ecology of Language, Essays by Einar Haugen, derlemesi içinde, Anwar S. Dil, Stanford Universitesi, A.B.D., s. 58.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Dil sayısında...