Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 17 / Türkçe |

90 yıl sonra türk dil devriminin muhasebesi

Türkiye’de dil tartışmaları ağırlıklı olarak alfabe devrimi üzerinden yürütülmüştür. Alfabe değişimi bir uygarlık tercihi olarak bizzat Atatürk tarafından gerçekleştirildiği için erken Cumhuriyet dönemi aydınları tepki verememişlerdir.

Türkiye’de dil tartışmalarının uzun bir geçmişi bulunmakta. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e ve ardından günümüze kadar gelen süreçte dil meselesi bilimsel, kültürel, sosyal, dinsel ve ideolojik pek çok alanla doğrudan bağlantılı bir şekilde tez ve karşı tezlerin ortaya koyulmasını sağlamış; bu çerçevede çeşitli polemiklerin oluşmasına yol açmıştır.

Son dönem Osmanlı aydınları arasında dilde sadeleşme talepleriyle başlayan bu tartışmaların, ilk etapta Türk modernleşme hareketleriyle paralel ilerlediği ancak sistemli bir yapıya kavuşmadığı gözlemlenmektedir. Cumhuriyet döneminde ise dil planlaması yolundaki girişimler daha sistemli bir biçimde yürütülmüştür. Bu amaçla 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur. Temel hedefi “Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek.” şeklinde belirlenen Cemiyet, III. Dil Kurultayı’nın son toplantısında kabul edilen yeni ana tüzüğü gereğince Türk Dil Kurumu adını almıştır.

Cumhuriyet Halk Fırkası ve Halkevlerinin çalışmalarıyla ülke genelinde bir dil seferberliği başlatılmıştır. Kurumun bizzat hamisi Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, “Artık dil işlerini halletmek lazım.” sözünden sonra “dilin ıslahı”, Cumhuriyet'in kimlik inşası sürecinde kültürel hamleleri içeren önemli ve etkili bir adımlardan biri olmuştur. Burada dilin ıslahından kastedilen bir medeniyet ve zihniyet değişimidir.

Türkiye’de dil tartışmaları temelde Cumhuriyet devrimlerine karşı olumlu yahut olumsuz tutumlarla ilişkili yürümüştür. Cumhuriyet’in Batılı yüzüne karşı mesafe koyan kitleler devrimlere umumiyetle tepki vermişlerdir. Genç Cumhuriyet, eğitim ve kültür politikaları üzerinden bir ulus inşa ederken Batı modernleşmesinin tarihsel döngüsünü takip ediyordu.

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı modernleşme hareketlerinin aydınları olgunlaştırdığı bir döneme denk gelir. Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarının tartıştığı birçok kültürel hususiyet Cumhuriyet döneminde keskin ve tepeden inmeci yaklaşımıyla hızla gerçekleşir. Harf inkılabı ve ardından dilde özleştirme çalışmalarını “dil devrimi/dil inkılabı/dil reformu” gibi tanımlamalarla ifade etmekteyiz. Dil planlaması ekseninde okuduğumuz takdirde ise Cumhuriyet kadrolarının hedeflerini geniş bir yelpazeden anlamamız mümkün olabilir.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Türkçe" sayısında...