milli sekülerizm: durmuş hocaoğlu’nun kurtuluş reçetesi

Milli Sekülerizm; Batılılaşma fiili vakıasını soğukkanlılıkla kabul etmek, el ile yaptığını dil ile inkar etmemek ve reddetmek gibi bir iki yüzlülüğe veya acze tenezzeül etmemek, aklı başında, rasyonel komplekssiz bir şekilde işbu vakıayı milli hale getirme eylemidir.

Milli Sekülerizm, Türk Düşünce Dünyasına Durmuş Hocaoğlu tarafından kazandırılmış ve bütüncül bir sistem arz eden, iktisadi, psikolojik, sosyolojik ve siyasi yanları olan ve felsefi zeminde kurulmuş bir tekliftir. Esasen, Hocaoğlu’nun temel kaygısı Türk milletinin “bir şey” olabilmesi için “var olmasını” garanti altına alma çabası ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının Türk milleti haline bütün olarak dönüşmesini sağlama girişimidir.

Hocaoğlu’na göre Devlet, toplumsal düzen anlamına gelmektedir ve zorunludur. Bir formu bir de mahiyeti vardır. Form, vatan; malzemesi ise millettir. Milli Sekülerizm, vatan formunda bulunan vatandaşları millet yapmanın yegane yolunun iradi bağ olan toplumsal mutabakat olduğunu savunmakta ve bu meyanda din ile devletin barıştırılması teklifini gerçekleştirme iddiasında bulunmak anlamına gelmektedir. Hocaoğlu’nun yöntemi, fikirden eşyaya geçmek değil, eşyadan fikre geçmektir. Daha açık bir ifade ile söylenirse, gerçek olana göre fikir üretilmesi temel yöntem olarak karşımızda durmaktadır. Hocaoğlu, bu yönüyle Empirist bir filozof olarak kabul edilebilir bir metotu tercih etmektedir.

Milli Sekülerizm, en rafine haliyle üç aşamalı bir süreçten oluşmaktadır. Türk milletinin ve Türklere ait olan devletin çağdaşlaşması, sürecin ilk aşamasıdır. Çağdaşlaşma, Hocaoğlu tarafından Batı’nın milli sentezinin yapılması, sanayileşme, demokratlaşma, özgür insan ve özgür toplumun oluşması anlamında kullanılmaktadır. Çağdaşlaşmanın temin edilmesinin ardından ise yeryüzünde daha evvel ulaşılmamış bir seviyeye, Modernleşme seviyesine ulaşılması sürecin ikinci aşamasıdır. Sürecin son aşaması ise Modernleşme mevkinin sürdürülmesi adına gelişim ve değişimin sürekli hale gelmesi ve dünya hakimiyeti mevkiine ulaşılmasıdır. Hocaoğlu’nun teklifinin amacı, düşünce ve eylem birlikteliğinin tesis edilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamızda, Milli Sekülerizm’in gayeleri ve kalkış noktaları ortaya konulmuş, Milli Sekülerizmin önündeki engeller ve aşılması gereken problemler izah edilmiş, Milli Sekülerizme ulaşılması adına asgari müşterekler ve öncelik alanları belirtilmiş ve sürecin çerçevesi açıklanmıştır.

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Din" sayısında...