Düşünce Dergisi’nin, iktidar kavramını enine boyuna tartıştığı ve farklı disiplinlerin bakış açılarını bir araya getirerek geniş bir perspektiften meselenin anlaşılmasına gayret ettiği yeni sayısı huzurlarınızda. Kendi yakıcı meselelerini kendi kavramlarıyla ele almak ve anlamlandırmaya çalışmak maksadıyla yola çıkan Düşünce, bu sayıda, demir leblebi kavramlardan biri olan iktidara dair soruları ve fikri zenginliği çoğaltmaya azmetti.
Genel anlamda iktidar; başkalarını etkileme suretiyle onlara istediklerini yaptırma, onları denetleme, kontrol altında bulundurma yeteneği olarak tanımlanıyor. Ancak iktidarın, duyan kulaklardaki en temel çağrışımı, devletin yöneten-yönetilen ilişkisindeki yönetenlerin sahip olduğu ve kitleyi yönetmeyi sağlayan gücü, yani siyasi iktidarıdır. Devletin toplumsal yaşamdaki etki alanı düşünüldüğünde, iktidara ilişkin ilk çağrışımın siyasal iktidar merkezinde olması elbette doğal. Ancak iktidarı, yalnızca siyasal iktidar kapsamında düşünmek ve yorumlamak, onu tam olarak ve bütün veçheleriyle anlamlandırmaya engel olacaktır. Zira aile ilişkilerinde, sosyal alanlarda, toplumsal ilişki odaklarında, sivil toplum kuruluşlarında, ticari kuruluşlarda veya yasadışı örgütlenmelerde de hep iktidar yapılanmasına rastlanmaktadır. Bir ağ’a benzetilen iktidar, esasında kılcal damarlar şeklinde bütün yapıları sarmış durumdadır.
Yaygınlığı ve kaçınılmazlığı bir tarafa; iktidarın, içinde bulunulan zamanın şartlarından etkilenmesi ve şekillendirdiği yapının iç dinamiklerine göre kendisinin de şekillenmesi hususu da gözden kaçırılmaması gereken bir mevzudur. Dolayısıyla iktidarı incelerken ve konumlandırmaya çalışırken, bu devinime göre, güncellenen bir bakış açısı ve bilgiye de ihtiyaç vardır.
Düşünce’nin bu sayısında, iktidarı, geçmişin birikimi ve bugünün şartlarını birleştirerek ve de toplumdaki farklı yansımalarını gözeterek ele almaya gayret ettik. Bu kapsamda iktidarı anlamlandırmakta zorlandığımız soruları, Hikmet Kırık Hocamıza yönelterek bize sunduğu derinlikli bakışla meseleye dair ufkumuzu genişlettik. Akabinde, iktidarın en belirgin alanı olan siyasal iktidarı, ekonomi politiğini, finans alanı ile temasını, güvenlik politikalarına etkilerini masaya yatırdık. Teknoloji zemininde hızlı bir dönüşüm geçiren hayatlarımızın, iktidarı nasıl şekillendirdiğine baktıktan sonra; dijital iktidarın hangi alanlarda kök saldığına göz attık. İktidarla etkileşimde olmakla beraber onun karşısındaki en temel yapının hukuk olmasından hareketle, hukukun sınır çizici rolünü gördükten sonra; hukuk eliyle iktidarın gücünü en bariz şekilde hissettiğimiz vergilendirmenin tarihsel sürecine kulak kesildik. Devamında, devlet yapılanmasında iktidarın nasıl temellendirildiğini farklı görüşlerin karşılaştırmalı analizi üzerinden kavramaya çalıştık. Siyasal iktidarın dışında, iktidar yapılanmasının en çok görüldüğü kurum olan ailenin iktidarını, çocuk üzerinden okumaya niyetlendik. Sanat, zihnimizde her ne kadar estetik kaygıların odağı olsa da geçmişten beri süregelen, kaçınılmaz iktidar-sanat temasları mevcuttur. Dosyamızda, bu temasları, hiciv ve mizah eserleri, müzik ve sinema sektöründeki iktidar ilişkileri üzerinden inceledik. İktidara ilişkin konuları, genelde Batı terminolojisi ve tecrübesi üzerinden okuyarak anlamaya aşina olsak da bu sayıda; Körfez bölgesi, Mısır ve Japonya örnekleri üzerinden mukayeseli iktidar uygulamaları ile zihin dünyamızı çeşitlendirmeye çaba sarf ettik. Son olarak Geleneğin İcadı kitabı çerçevesinde, iktidarın tesis ve temin edilmesi sürecinde, icat edilen geleneklerin ilginç işlev ve sonuçlarına mercek tuttuk.
İktidar kavramı, her ne kadar beraberinde eski ve köklü külliyatını getirse de gündelik hayatın ve kurumların çeşitli dönüşümleri göz önünde bulundurulduğunda, eskimeyen, güncelliğini her zaman koruyan bir noktada durmaya devam ediyor. Hazırladığımız bu sayının da daima güncel olan bu konuda sorularınızı çoğaltmasını temenni ederiz.
Bu sayının içeriğinin şekillenmesinde yol göstericilik ve danışmanlık yapan kıymetli Hocamız Prof. Dr. Şenol Durgun’a teşekkürü borç biliriz.