“Kaybolmayan şeyler vardır” der Byung-Chul Han Şiddetin Topolojisi kitabında ve devam eder “Onlardan biri de şiddettir. Modernitenin şiddetten hazzetmediğini söyleyemeyiz. Ancak şiddet kılıktan kılığa giren bir oyuncu. Toplumsal durumlara bağlı olarak suretini değiştiriyor. Günümüzde aşikârlıktan mahremiyete, cephesel karşılaşmadan viral bulaşmaya, kaba güçten medyatiğe, fiziksellikten ruhsallığa, olumsuzdan olumluya kayıyor ve denizin altına satır aralarına, kılcal damarlara ve sinir uçlarına doğru çekiliyor -öyle ki tamamen ortadan kaybolduğu yanılsamasına kapılabiliyoruz. Karşıtı özgürlükle örtüştüğü anda ise, iyice görünmez hale geliyor. Kaba kuvvet günümüzde anonimleşmiş, öznesinden arınmış, sisteme içkin bir şiddete dönüşmüştür; toplumla ne denli halvet olursa, o kadar ustaca saklanmayı beceren bir olgudur artık.”1 Modernleşme öncesinde şiddetin en acımasız biçimlerini üstlenen ve seyirlik bir performansa dönüşen ve suçludan intikam almayı amaçlayan ceza, modernleşme ile birlikte seyirlik olmaktan çıkmış, kapalı kapılar ardına saklanmış, sisteme içkin bir “şeye” dönüşmüş ve fakat her ne kadar farklı formlara bürünse de şiddetle olan ilişkisini bütünüyle koparmamış ve hatta şiddeti sembolikleştirmiştir. Chul Han, şiddet cezalarının gösteri sahnesinden çekilip, kapalı mekanlara alınmasını topolojik değişim olarak nitelendirir. Toplama kampları gibi, hapishaneler de şiddetin topolojik değişim gösterdiği mekanlardandır. Hapishaneler hem cezanın kurumsallaşmış ve ıslah edilmiş bir biçimini, hem de şiddetin farklı bir zeminini temsil eder. Bundan hareketle biz de bu çalışmada, bir şiddet biçimi olarak cezayı, cezanın tarihini ve cezanın ıslah edilmiş bir biçimi olan hapishanelerin gelişimini, Osmanlı Devleti’ndeki seyrini ve şiddetle olan ilişkisini incelemeye çalışacağız.
* Bu makale Beyza Karakaya’nın Musul Vilayeti Hapishaneleri (1864-1918) başlıklı yayınlanmamış yüksek lisans tezinden Düşünce Dergisi için hazırlanmıştır.
1 Byung-Chul Han, Şiddetin Topolojisi, Çev. Dilek Zaptçıoğlu, Metis Yayınları, İstanbul, 2018, s.9