Körfez Ülkelerinin Tarihsel Gelişimi
Körfez ülkeleri tarih boyunca her dönemde ilgi odağı olmuştur. Özellikle, Birleşik Krallık’ın dünyaya hükmettiği dönemde İngilizlerin Hindistan’a gidiş yolu üzerinde bulunmaları hasebiyle bir hayli önem kazanmışlardır. Böylece, bölgede birçok yerleşim alanı İngilizlerin kontrolü altındaydı. Ancak İngiliz kontrolü altındaki Körfez ülkelerinin bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle birlikte bölgesel olarak bir hareketlenme söz konusu olmuştur. Bu minvalde, Körfez ülkelerinin kurulmasında iki önemli dış faktörün olduğunu söylemek mümkündür: İlki, Avrupa ve Hindistan ticareti üzerinde stratejik bir konuma sahip olmalarıdır. İkincisi ise siyasi ve ekonomik güce sahip olup yeraltı kaynakları bakımından zengin bir bölge olmalarıdır.
Körfez bölgesi, 1981 yılında altı körfez ülkesinin -Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri- Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi’ni kurmaları ile birlikte daha da önem kazanmıştır. Yakın bir tarihe kadar bu ülkelerinin bu konuma gelip dünya finans ve petrol piyasası üzerinde hâkim güç olacaklarını söylemek hayal olurdu. Böylece, geçmişte küçük bir role sahip Körfez ülkeleri günümüze gelindiğinde dünya piyasasından büyük bir rol üstlenmiştir. Hiç kuşkusuz, Körfez ülkelerinin dönüşümünün bu kadar hızlı olmasında en büyük rol petroldür. Körfez ülkeleri, petrolden elde edilen geliri dünya piyasasına likidite olarak sunmakta ve böylece dünya finans piyasalarında adından söz ettirmektedirler. Körfez ülkelerinin para ile olan imtihanına geçmeden önce elde edilen bu petrol gelirlerini dünya piyasasına nasıl aktardıklarından, bu piyasalardaki büyüklüklerinden ve sektör olarak nereleri tercih ettiklerinden bahsetmekte fayda vardır.