Düşünce Dergisi > Düşünce Sohbetleri |

düşünce dergisi sohbetleri-4

düşünce dergisi sohbetleri-4

“Halk İçinde En Muteber Nesne: Devlet” dosya konusuyla yayımlanan dördüncü sayımızın konuğu Şenol Durgun ile "Düşünce Hayatımızda Devlet" üzerine...

 

KOCAV Düşünce Dergisi Sohbetleri’nin dördüncüsü KOCAV Erol Güngör Kültür Merkezi Ömer Lütfi Mete Salonu’nda 7 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşti. Düşünce Sohbbetleri’nde bu kez Düşünce Dergisi’nin “Halk İçinde En Muteber Nesne: Devlet” dosya konusuyla yayınlanan üçüncü sayısının dosya editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Şenol Durgun’u dinledik. Prof. Dr. Durgun, Düşünce Dergisi Devlet sayısında “Devlet, Yapı ve İşlev” başlığıyla yayınlanan yazısından yola çıkarak “Düşünce Hayatımızda Devlet” üzerine konuştu.

Prof. Dr. Durgun yaygın olan Liberal düşüncenin aksine Türk-İslam dünyasındaki devlet felsefesine uygun görüşler paylaştı. Prof. Dr. Durgun, sözlerine şu şekilde başladı: “Türk siyasal kültüründe genellikle devlet denildiği zaman modern zamanlardaki gelişmeler üzerinden analizler yapmaya çalıştık; hem devletimizin siyasetini hem de toplumun devletle olan ilişkilerini daha çok bu modern paradigma üzerinden analiz etmeye, kavramaya çalıştık. Bazı şeyleri anlamakta ya da analiz etmekte bazı sıkıntılar mevcuttu. Müfredat tamamen batı endeksli, Avrupa merkezli bir yaklaşım var. Daha doğrusu oryantalist bir anlayış çok baskın bir şekilde eğitim hayatımızda yahut üniversitelerimizde yer almakta.”

Prof. Dr. Durgun, sohbette Süleyman Demirel’den, Mehmet Sağlam’a, Yekta Güngör Özden’den, Mehmet Ağar’a kadar farklı ideoloji sahibi birçok kişinin devlet hakkındaki sözlerine yer verip farklı ideolojilerine rağmen devlet hakkında oldukça benzer ifadeler kullandıklarına değindi. Bu isimlerin hepsi de devletin üstünlüğünü savunmakta, örneğin Süleyman Demirel: “Devlet bir muhteşem kurumdur. Konu devlet olunca ‘ulu orta’ konuşmamalı. Konu neyse üstüne git. Ama devleti gagalama.” demişti. Yine, Yekta Güngör Özden de: “Devlet küçülmeyecek kadar büyüktür. Elde bir delil yoktur, o yüzden devleti suçlayamam. Devlet büyüktür, uludur ve yücedir. Devleti asla suçlamam. Şayet kanıtlanırsa, şahısların sorumluluğundan söz edilebilir; devlet suçlu olamaz.” ifadelerini kullanmıştı.

Daha sonra Türk tarihinde devletten ve  “kut” anlayışından bahsetti: “...Devletin bir yüceliği, bir kutsallığı söz konusudur. Yani insan fani, dünya fani ama devlet ebed, müddettir. Bir anlamda devlet bu dünyanın malı değildir. Bu aslında İslami kültürden devşirilen bir yaklaşım değil, antik dönemden bize gelen bir yaklaşımdır.” Prof. Dr. Durgun 82 Anayasası’nda yer alan “Hiçbir menfaat ve düşünce kutsal Türk devleti karşısında koruma bulamaz” ifadesinin 1995 yılında “kutsal” kelimesi yerine “yüce” kelimesinin konulmasından ve diğer anayasalarda da devleti korumaya yönelik ifadelerin kullanıldığını belirterek konuşmasını bitirdi. Sohbet, soru-cevap faslı ve seminere katılanların katkılarıyla sona erdi.