Yazım ve imla kelimeleri sözlüklerde şu şekilde tarif edilmektedir: “yazım: Bir dilin belli kurallarla yazıya geçirilmesi, imla. (TDK Türkçe Sözlük)”. “yazım: Bir dildeki sözcüklerin nasıl yazılacağını belirleyen kural ve kullanımlar bütünü; imla. (Ötüken Türkçe Sözlük)”. “imla: 1. Bir dilin belli kurallara göre doğru olarak yazıya geçirilmesi. 2. Bir dili doğru yazmak için konulmuş belli kurallar, bir dilin kelimelerini doğru yazma bilgisi, yazım. (Kubbealtı Lugati)”
Tuhaf olanı şudur ki çok kullanılan bu üç sözlükte de “yazım kılavuzu” veya “imla kılavuzu” sözcüklerinin tanımına yer verilmemiştir. Oysa netice itibariyle çok önemli bir işlev gören ve bir kitap hâline getirilmiş bulunan bu yayının, dilde kullanılan her iki adının da sözlüklerde yer alması gerekirdi. Bu durumda yazım/imla kılavuzunu da “Bir dilin doğru olarak yazıya geçirilmesinde gerekli olan kuralları ve o dilin genel ve ölçünlü söz varlığına dâhil olarak bu bahsi geçen kurallara uygun bir şekilde yazılmış sözcüklerin listesini içeren yayın.” şeklinde tanımlayabiliriz.
Zaman içinde yazım/imla kılavuzlarında hem sayısal oran bakımından artışlar meydana gelebilmekte hem de kılavuzun mevcut söz varlığında tercih edilen yazım biçimlerinde değişiklikler gerçekleşebilmektedir. Bazen de kılavuzda yer verilen yazım/imla kurallarında ve noktalama işaretlerine ilişkin hususlarda farklılaşma meydana gelebilmektedir. Bunlardan birincisi yani kılavuzdaki kelimelerin sayısal artışı; dilin yeni kavramlara veya alıntı kelimelere kendi imkânlarıyla yani türetme ve birleştirme gibi yöntemlerle karşılık bulması sonucunda veya bir dönemde ölçünlü dilde kullanımdan düştüğü için kılavuzdan çıkarılan bazı (alıntı) kelimelerin başka bir dönemde tekrar kılavuza alınmasıyla gerçekleşmektedir. Mine Kılıç ile Gülden Sağol Yüksekkaya’nın araştırmalarına göre “yıllar içinde dizinlere hangi kelimelerin dâhil edileceği ya da hangilerinin dizin dışında kalacağı konusunun çok net kurallarla belirlenemediği görülmüştür. Bu konuda dilin doğal seyrinde kullanımdan düşen kelimeler görülmüş, diğer taraftan Kurumun yapısındaki değişikliklerin, dünya görüşlerinin ya da siyasi düşüncenin de kelime sayısını etkilediği tespit edilmiştir.”1
Kılavuzlardaki değişikliklerin ikincisi ise kılavuza yeni bir kelime eklemek veya kılavuzdan bir kelime çıkarmak suretiyle değil, mevcut bir kelimenin tercih edilen yazım biçiminde değişikliğe gitmek şeklinde meydana gelmektedir. Bu değişiklikler Türkçe kelimelerde olabildiği gibi alıntı kelimelerin yazımında da meydana gelebilmektedir. Bu gibi değişiklikler artıp belirli bir sayıya ulaştıkça Yazım Kılavuzu’nun tekrar basılması gündeme gelmektedir.
Bu kısa girişten sonra evvela TDK’nin yayımlamış olduğu yazım/imla kılavuzlarının bir listesi verilecek, devamında da Batı kökenli alıntı kelimelerin yazımlarına dair bazı değerlendirmelerimiz ve değişiklik önerilerimiz dile getirilecektir.
1 Kılıç, M., Sağol Yüksekkaya, G. (2021), “1928’den günümüze kadar TDK yazım kılavuzlarındaki kelime sayıları üzerine”, Anasay, S. 16, s. 38.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Türkçe" sayısında...