Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 7 / Kent |

türkiye şehirleri hakkında bir not

Nüfusun kırda değil şehirlerde bulunması ve buralarda yoğunlaşmasıyla ifade edilen şehirleşmenin ülkemizde 1950’li yıllarda başladığı kabul edilir. Esas olarak sanayileşmeye bağlı olarak ortaya çıkıp gelişen ve böyle olması arzu edilen şehirleşme, Türkiye’de daha ziyade kırdan şehre göçlere bağlı olarak, şehirlerde yaşayan nüfusun artması şeklinde cereyan etmiş ve Türkiye demografik manada hızlı bir şehirleşme süreci yaşamıştır.

Nüfusun kırda değil şehirlerde bulunması ve buralarda yoğunlaşmasıyla
ifade edilen şehirleşmenin ülkemizde 1950’li yıllarda başladığı kabul
edilir. Esas olarak sanayileşmeye bağlı olarak ortaya çıkıp gelişen
ve böyle olması arzu edilen şehirleşme, Türkiye’de daha ziyade kırdan
şehre göçlere bağlı olarak, şehirlerde yaşayan nüfusun artması şeklinde
cereyan etmiş ve Türkiye demografik manada hızlı bir şehirleşme süreci
yaşamıştır. 1927’de nüfusunun % 25’i şehirlerde yaşayan Türkiye’de,
1950’lerden itibaren artan kırdan şehre göçlerle şehirlerimizde hızlı bir
nüfus artışı yaşamış, şehirlerimiz kalabalıklaşmış ve bunun sebep olduğu
çeşitli sorunlar ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak Türkiye şehirlerinin
içinde bulunduğu sorunlar ve bunların ortaya çıkışı tek başına kırdan
göçler ile buna bağlı nüfus artışı ve planlama sorunu olmayıp, bunun
çok ötesinde, daha karmaşık sosyal olay ve ilişkilerin ortaklaşa ortaya
koyduğu bir sonuçtur. Çarpık yerleşme, ulaşım, altyapı, çevre kirliliği ve
mekânsal gelişim alanlarında yanlış yer seçimi gibi pek çok konu, ülkemiz
şehirlerin başlıca sorunları arasındaki yerini almıştır.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...