Farklı duyulara hitap ederek insanoğlunu etkisi altına alan, büyüleyen sinema, alt metinleri, güçlü söylemleriyle farklı ideolojilerin, düşüncelerin ve kültürlerin taşıyıcısı olmuştur. İçinde yaşanılan toplumu yansıttığı gibi idealize edilen toplumların inşa sürecinde de önemli roller üstlenmiştir. Temsil, propaganda işlevleriyle devletlere ve iktidarlara önemli ayrıcalıklar, kazanımlar sağlamıştır.
Toplumu bir arada tutan ve yaşam gayesini belirleyen temel unsurlardan biri olan din, insanoğlunun inanç sistemini, yaratıcısı ile olan ilişkisini düzenlemektedir. İnsanoğlunun kendini bulmasına ve varlık gayesini tanımlamasına yardımcı olan din olgusu yaşamın her parçasına nüfuz etmiş, kültürden bilime, sanattan spora hayatının her anını şekillendirmiştir.
Türkler de tarih boyunca pek çok dine inanmıştır. Bunlardan biri olan İslamiyet, Türk toplumunu derinden etkilemiş ve etkilemekte olan dinlerin en önemlisidir. Bugün İslamiyet ile Türklük bir arada anılmakta, Türklüğün tanımı İslamiyet ile yapılmaktadır. Bu yaklaşım özellikle Anadolu coğrafyası için geçerlidir. İslamiyet Türk toplum yapısını değiştirerek özgün bir kültür oluşturmuştur.
Dünyayı şekillendiren bu büyük güç, kitleleri peşinden sürükleyen kitle iletişim araçlarından biri olan sinema için de çok önemli bir kaynaktır. Dünya sinemasında olduğu gibi Türk Sineması’nda da din ve dini öğeler, sıkça konu edinilmiş, işlenmiş; sinemacıların ve iktidarların bakış açıları doğrultusunda topluma sunulmuştur.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Din" sayısında...