Kent nedir? Neresidir? Nerede başlayıp nerede bitmektedir? Artık
cevaplarını kolay bulamayacağımız sorular haline geldi. Aynı zorluk
kent ve kır karşıtlığını bugün düşündüğümüzde de geçerli. Kentin karşıtı
ve tamamlayıcısı olarak kır ve kırın karşıtı ve tamamlayıcısı olarak
kentten bahsedebilmek ne derece mümkün? Ya kentliler yahut da kentlilik
nasıl tarif edebileceğimizden emin olduğumuz olgular mı? Kenti
bir mimarî unsur olarak yahut tarihsel bir süreç olarak yahut sosyal bir
ortam olarak veyahut da siyasi bir birim olarak ele aldığımızda hangi
yanları güdük kalmakta ve neleri ıskalamaktayız? Sorular uzar gider...
Â
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...