Canetti’nin kaleme almış olduğu bu uzun soluklu çalışmayı ele alan karşınızdaki inceleme yazısı bir özet mahiyeti ihtiva etmemektedir. Bunun yerine, eserin muhteviyatını salih bir şekilde ilgili okuyucuya aktarmak amacıyla, Canetti’nin ortaya koymuş olduğu kavramlar üzerinden giden sınıflandırmalar mümkün olduğunca somutlaştırarak bir çerçeve sunulması hedeflenmektedir. İlk önce, nicel olarak telaffuz etmek gerekirse, çalışmanın yaklaşık üçte birine karşılık düşen kısımda Canetti’nin bize sunmuş olduğu kitle türlerinden bahsedilecek ve ardından kitlelerin sembolleri açıklanacaktır. Devamında, sürü türlerine yer ayırarak tüm bu kavramların somut bir çerçeveye oturtulacağı örnekler verilecektir.
Canetti çalışmasına “kitle” kavramını veya fenomenini çözümleyerek başlar. Buna göre kitle, asıl emeli olan deşarj anına ulaşmayı arzu ve ümit eden bir topluluktur. Eserde kitlelerin asıl sınıflandırılacağı noktalardan birisi ise doğrudan bu deşarj anlarına dayanmaktadır. Örneğin, Canetti’nin ortaya koymuş olduğu bir sınıflandırmanın ürünü olarak, “yavaş kitle”lerin deşarj anları uzun sürümlü, ulaşılması epey zahmet ve çile gerektiren süreçlerin sonunda gelmektedir. Canetti burada durağan kitleye uygun düşmesi açısından İsrailoğullarının Mısır’dan göçünü örnek gösterir. Nihayetinde bu kitlenin bir amacı vardır ve o da kendilerine vaat edilmiş olan topraklardır. Fakat “yol uzundur, engeller bilinmez ve her taraf tehlikelerle doludur ama hedefe ulaşılmadan hiçbir deşarja izin verilmez”. Buradan anlaşılacağı üzere, nihai amacı deşarj anına varış şeklinde bir araya gelen bir kitle olarak yavaş kitlelerin bunu gerçekleştirmesi muğlak ve oldukça ileri bir tarihe denk düşer.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "manipülasyon" sayısında...