Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 13 / Sinema |

gişeden bağımsız bir sinema olarak bağımsız türk sineması

Bağımsız sinema kavram, önceliği ticari başarı olmayan filmleri, yapım, dağıtım ve gösterim süreçlerini, hatta belki de hiç izlemeyenlerin ‘sıkıcı’ olduğunu bir yerlerden bildiği bol ödüllü az seyircili filmleri aklımıza getirmektedir.

Bağımsız sinema kavramını genellikle sanat sinemasını tanımlamak için kullanıyoruz. Bu kavram önceliği ticari başarı olmayan filmleri, yapım, dağıtım ve gösterim süreçlerini, hatta belki de hiç izlemeyenlerin “sıkıcı” olduğunu bir yerlerden bildiği bol ödüllü az seyircili filmleri aklımıza getiriyor.

Bağımsız sinema genel olarak sanat sineması ile ilişkili olarak algılansa da terim literatürde ana akım, egemen, yerleşik film endüstrisinden bağımsız olarak film yapan sinemacılar tarafından yapılan üretim süreçlerine karşılık geliyor. Bağımsız filmlerin bazıları bireysel olarak üretilirken, bazı ülkelerde kamu otoritesi ya da ulusal ve uluslararası fonlar tarafından da destekleniyor. Bağımsız filmlerin çoğunluğu ticari filmlere kıyasla düşük bütçelidir ancak sinema endüstrisi gelişmiş bazı ülkelerdeki bağımsız filmler, gelişmekte olan ülkelerdeki ticari filmlerin bütçelerinden daha fazla desteğe sahip olabiliyor. Bu nedenle her zaman bütçe de bağımsızlığı açıklamaya yetmeyebiliyor. Bir akımdan ziyade bir pratiği temsil eden Bağımsız Amerikan Sineması da, başka sinemaları etkileyen bir akım olarak Fransız Yeni Dalga sineması da, politik söylemi öne çıkan Üçüncü Sinema da bağımsız sinema kavramı kapsamında incelenebiliyor (Hayward, 2010: 225). Bir dönemin bağımsız sinema hareketinin ana akımın bizatihi kendisine dönüşmesi ya da endüstrileşerek bir ana akım sineması üretememiş kimi ülke sinemaları için yapılan filmlerin büyük çoğunluğunun bağımsız olarak sınıflandırılabilmesi de vaki.

Bağımsız Türk Sineması hakkında daha derin bir incelemeye geçmeden önce sinemada bağımsız olmanın ne demek olduğu hakkında düşünmek gerek. Ala Sivas, bağımsız sinema için “bağımsızlık” kıstası belirlerken, “Endüstriyel (Ekonomik) Bağımsızlık”, “Anlatımsal Bağımsızlık”, “Seyretme İlişkisi Açısından Bağımsızlık”, “İdeolojik Bağımsızlık” olarak dört ayrı bağımsız sinema pratiğine değinir (Sivas, 2007: 28-39). Bu süreçleri özetlemeye çalışmak aslında bir bakıma dünya sinema tarihini özetlemeye çalışmak olacaktır. Yine de genel bir çerçeve sunmayı deneyelim.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Sinema sayısında...