Tarihsel süreçte kamu tarafından sunulan sosyal güvenlik fonksiyonlarının kısmen ya da tamamen piyasa mekanizmasına bırakılmasına yönelik çeşitli uygulamalar görülmektedir. Ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinin karşı karşıya olduğu krizler, ülkeleri yeni çözüm arayışlarına yöneltmiş ve özel emeklilik sistemleri, katılımların gönüllülüğü-zorunluluğu bağlamında farklı şekillerde olmak üzere ülkelerin gündeminde ve uygulamalarında yerini almıştır.
Dünyada emeklilik sistemleri, ulusal sosyal güvenlik sistemleri, tamamlayıcı emeklilik planları ve özel emeklilik fonları olmak üzere devlet, işverenler ve özel sektör tarafından üç şekilde oluşturulmaktadır. Ulusal sosyal güvenlik sistemleri devletler tarafından oluşturup çalıştırılmakta ve çalışanlara emeklilik hakkı verilmektedir. İşverenler tarafından ise tamamlayıcı emeklilik fon ve planları sağlanabilmektedir. Özel kesim de isteğe bağlı olarak tasarruf ve yatırımların ürünü olan özel emeklilik fonları oluşturmaktadır (Dağlar, 2007, s. 43). Özel kesim tarafından sağlanan özel emeklilik programları, kamu emeklilik programlarınca sağlanan ödemelere ilave fayda sağlamayı amaçlayan finansal düzenlemelerdir. Bu programlar, koşulları önceden belirlenmiş bir sözleşme çerçevesinde katılımcıların bireysel hesaplarına düzenli olarak yatırılan katkı paylarının etkin bir fon yöntemiyle değerlendirildiği bir özel emeklilik sigortası türüdür (Uğur, 2004, s. 83). Dünyada uzun bir geçmişe sahip olan özel emeklilik uygulamaları Türkiye’de ise yirmi yıllık bir geçmiş ile nispeten daha yenidir.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Piyasa" sayısında...