Düşünce Dergisi > Arşiv > Sayı 16 / Aile |

değişen ailede dönüşen velayet

Velayetin hukuki olduğu kadar manevi ve toplumsal yönü de gözetilerek geniş kapsamda anlaşılması gerektiği kabul edilmektedir. Fakat velayetin sınırları ne kadar geniş çizilmiş olursa olsun nihayetinde bu sınırların son haddi, çocuğun menfaati olacaktır.

“Her hukuki müessese, hattâ her hukuki kaidenin arkasında:

Uzun bir tarih,

Derin bir felsefe,

İlmî bir iktisat ve geniş bir sosyoloji vardır.”

(S. M. ARSAL)

Hukuk; ait olduğu toplumdan ve uygulandığı zamandan bağımsız değerlendirilemez. Toplumsal yapıdaki değişim ve dönüşüm ile zamanın gerekleri, hukuktaki temel düzenlemelere etki ettiği gibi bazı kavramların anlamında daralma ve/ya genişlemelere de yol açabilmektedir. Dolayısıyla hukuku katı, donmuş, bir kere düzenlendikten sonra değiştirilemez ve farklı şekilde yorumlanamaz nasların toplamı olarak değil; bilakis canlı bir organizma gibi anlamak gerekir.

Hukukun bu canlı yapısı, gündelik hayatta herkesin dahil olduğu hukuki ilişkilerde, çok geniş bir zeminde izlendiğinden, diğer hukuki düzenlemelere göre daha görünür olur. Özellikle aile hukukundaki yansımalar, istisnasız her insanın mevcut veya müstakbel hayatına etki ettiğinden toplumsal bir etkileşimin ve merakın odağıdır. Toplumdaki inkar edilemez ve engellenemez değişimler, bir şekilde aile hukukunun sahasına girerek bu alanın daha dinamik ve güncel kalmasına yol açar. Bu sebeple aile hukukundaki değişiklikler ve kavramların kapsam ve anlamı bu alanda çalışanların daima tetikte olmasını gerektirir.

Toplumsal değişmelere bağlı olarak ailenin mahiyetinin ve ona yüklenen anlamın değişmesi, aile hukukunun ana hatlarını oluşturan aile ilişkilerinin de az ya da çok farklılaşmasına neden olmaktadır. Aile ilişkilerinin temel hatlarından biri olan ana baba ile çocuklar arasındaki ilişkinin hukuki mecradaki temsili olan velayetin, günümüz şartlarında nasıl bir görüntüye sahip olduğuna da bu açıdan yeniden bakmak gerekir. Şüphe yok ki aile içi ilişkilere yüklenen anlam, velayete yaklaşımı da önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu çalışmada, bahsi geçen değişimin bazı önemli sinir uçlarına dokunulmaya çalışılacaktır. Çok kapsamlı ve uzun soluklu olan bu dönüşüm sürecinin, her açıdan incelenmesi, bu yazının kapsam ve amacını aşacağından yalnızca bazı önemli noktalara işaret edilmekle yetinilecektir.

 

Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Aile" sayısında...