İnsanlık, tarih boyunca daha etkili ve hızlı biçimde iletişim kurabilmek için çabalamıştır. İletişimin sözden yazıya, yazıdan matbaaya, matbaadan radyoya, radyodan televizyon ve internete uzanan serüveni bu ihtiyacın göstergeleridir. Teknolojik evrimin izleri iletişim teknolojisinin gelişmesi üzerinden rahatlıkla okunabilmektedir. İletişimin teknolojisinde yaşanan gelişmelerin yegâne amacı ise hızlı ve etkili bir haberleşmeye ulaşmaktır. Hızlı haberleşmeye duyulan ihtiyaç özellikle kriz dönemlerinde en üst noktaya ulaşmaktadır. “Muhabere olmadan muharebe olmaz.” sözü iletişimin özellikle kriz dönemlerinde ne denli önemli olduğunun altını çizmektedir. Bu noktadan hareketle matbaadan internete kadar birçok kitle iletişim aracının temelinin, propaganda ve etkili iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere kriz dönemlerinde atıldığını söylemek mümkündür. Ancak bu araçlardan arşiv ve tarih yazımı bakımından en talihsiz olanı radyodur.
1880’lerin sonunda Heinrich Hertz’in elektromanyetik dalgalarla elektriğin iletilebileceğini keşfetmesi, radyoya giden ilk adım olmuştur. Elektromanyetik dalgalar yoluyla iletişime geçme yöntemi önceleri gemilerin haberleşmeleri için kullanılmış, 20.yy.’ın ilk yıllarında ise amatör olarak radyoculuk başlamıştır.