Aile, farklı toplumlarda bireylerin farklı konumlarda dahil olduğu, tarihsel serüveni içinde değişen işlevleri olan sosyal bir kurumdur. Ailenin kurumsal yapısı, bireylerin bu yapı içindeki rol ve işlevleri zaman içinde değişse de aile, pratikte var olmaya devam etmektedir. Fakat aile ile birlikte belli sorun alanları da tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışma alanlarının başında ise aileyi oluşturan bireylerin cinsiyetinin yanında kimlik, rol, işlev gibi ifadelerin eklenmesiyle oluşan toplumsal terkipleri içeren konular yer almaktadır.
Parsons, ailenin işlevlerinden birinin cinsiyet sosyalizasyonunu sağlamak ve yeni bireye cinsiyet rollerindeki farklılaşmayı benimsetmek olduğunu söyleyerek cinsiyeti, ailenin merkezine yerleştirir. Ona göre çocuklar cinsiyet rollerini aynı cinsiyetteki ebeveyni ile kendisini özdeşleştirerek öğrenmektedir (Parsons, 1955).
Bu açıdan baktığımızda aile ile ilgili tartışmaları, cinsiyet boyutunu anlamadan ele almanın eksik olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Cinsiyet rolleri, cinsiyet kimliği hatta cinsiyetle ilgili temel kavramlar başta olmak üzere mevcut tartışmalara aşina olmak, tartışmaların merkezinde yer alan kavramların anlam havzalarının nasıl değişip dönüştüğünü anlamak ve de sosyal hayat içinde bunların nasıl kullanıldığını öğrenmek, günümüzde ailenin geldiği nokta açısından önem arz etmektedir.
Aşağıda da bu amaca uygun olarak temel kavramlar, bu kavramların süreç içindeki serüvenleri ve yeni kavramlaştırma çabaları eleştirel bir gözle ele alınacaktır.
*Bu çalışma, Şeyma Karatepe’nin Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalında 2013 yılında tamamlamış olduğu “Üniversite Öğrencilerinde Cinsiyetsizleşme” adlı yüksek lisans tezi temel alınarak hazırlanmıştır.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Aile" sayısında...