Zorbalık kelimesini anlamak için öncelikle “zorba” kelimesine bakmak ve kavramını açıklamakta fayda var. Türk Dil Kurumu sözlüğünde zorba; “Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan (kimse), müstebit, mütegallibe, despot, diktatör” olarak tanımlanmış. Kavramın kelime anlamından da anlaşılacağı gibi güç uygulama, hüküm sürme, özgürlüğü gasp etme anlamlarını içeren bu sözcük, bir sıfat olarak kendini insanda gösterdiğinde yıkım ve şiddet kaçınılmaz oluyor. Zorbaca davranımda bulunan kişi “zorbalık” etmekte ve bir diğerinin “kurban/mağdur” olmasına neden olmaktadır. Zorbalık davranışı pek çok araştırmacı tarafından insan psikolojisi bağlamında anlaşılmaya ve sebepleri tanımlanmaya çalışılmıştır. Kavramla ilgili ilk makale Burk (1897)’e ait olmakla birlikte (Ergün, 2011), kabul gören çalışmaları ortaya atan Olweus alan yazında önemli isimlerdendir (Sanders ve Phye, 2004). Zorbalık kavramıyla yakından ilişkili olan şiddet ve saldırganlık kavramları çerçevesinde, zorbalığı tanımlayan Olweus (1993) zorbaca davranımların içinde saldırganlığın mevcut olduğunu, zorbalığın fiziksel içerikli yansımalarının ise şiddet barındırdığını ifade etmiştir. Olweus’a (1999) göre zorbalık zarar verme kastı ile gerçekleşen, tekrarlı saldırgan davranışlardır. Bir davranım, kasıtlı/bilinçli, süreğen/tekrarlı ve güç dengesizliği içeriyorsa zorbalık olarak tanımlanır (Besag, 1995; Pişkin, 2002; Olweus, 1999; Güvenir, 2004; Ünaldı, 2017). Bu üç özellik zorbalık kavramını saldırganlık kavramından ayıran önemli kriterler olarak tanımlamışlardır (Olweus, 2005).
Bu tanımlamaların yanı sıra gücün süreğen bir şekilde istismarı (Smith ve Sharp,1994), aralarında güç eşitliği bulunmayan kişi ya da kişiler tarafından saldırgan, kışkırtıcı eylemlerin diğer kişi ya da kişiler üzerinde uygulanması olarak tanımlamışlardır (Sullvian, Cleary ve Sullivan, 2004). Tüm bu tanımlamalarda yer alan ortak nokta ise “Zorba” ve “Kurban/Mağdur” rollerini üstlenen kişi ya da kişilerin bulunmasıdır (Rigby, 2007; Coloroso, 2003).
Akranlar arasında görülen zorbalık eylemlerinin literatürde birden fazla çeşitte alt basamaklara ayrılarak sınıflandırıldığı ve bu sınıflamanın yine farklı olduğu görülür. Bazı araştırmacılar (Olweus,1993; Harris ve Petrie, 2003) akran zorbalığı çeşitlerini doğrudan ve dolaylı zorbalık olarak kategorize ederken, Mynard ve Joseph (2000) sözel zorbalık, fiziksel zorbalık, sosyal manipülasyon ve kişisel eşyalara zarar verme olarak sınıflamaktadır. Rigby (2007) ise zorbalığı iki alt boyutta inceler ve zarar veren zorbalık ile zarar vermeyen zorbalık sınıflamaları yapar. Kişi bilinçli/kasti olarak karşıdaki kişiye zarar verme niyetiyle eylemi gerçekleştiriyorsa bu zarar veren zorbalık olarak isimlendirilirken, zarar verme amacından uzak yarar verme niyetiyle dahi olsa mağduriyet yaratan eylemleri zarar vermeyen zorbalık olarak nitelemektedir.