Sinema bir kent sanatı olarak doğmuştur hem de sanatın odak noktalarının
birinde/bir kentinde. Paris’te Grand de Cafe’e ilk gösterim 1895
yılında parası olan halka yapılmıştı. Sanayii Devrimi sonrası teknoloji
ile yakından ilgilenen insanoğlu üretimin peşinde birçok gelişmeye
imza attı. Bir hikâye anlatma aracı olarak da sinema bu teknolojik gelişmelerin
ulaştığı en önemli noktalardan biriydi. Büyük bir kentte ve
kentlilere hitap eden sinema gelişimini de hep kentte sürdürmüştür.
Anlattığı hikâyeler taşra, dünya dışı, çöl, var olmayan yerler ve denizler
olsa da seyircisi ile genellikle kentlerde buluÅŸmuÅŸtur.
Â
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin Kent sayısında...