Ahlak ve Aile
Ahlakı Ahlak kelimesi Arapça hulk kelimesinin çoğuludur. Hulk kelimesi halk kelimesiyle birlikte insanın vasıflarını betimlemek için kullanılır. Farklı disiplinlerden araştırmacıların ilgisini çeken ahlak kavramına yönelik çok fazla tanım mevcuttur (Kaymakcan & Meydan, 2014). Bu tanımlardan birkaçı şöyledir: Türk Dil Kurumu, ahlakı iki farklı şekilde tanımlamaktadır. Birinci tanımda ahlak, bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları; ikinci tanımda ise huylar olarak tanımlanır. Bir başka ahlak tanımı ise ahlakı, insanların toplum içindeki davranışları ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek amacıyla uydukları kurallar sistemi olarak ve başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünü olarak tanımlamaktadır (Bakırcıoğlu, 2012). Ahlak kelimesine yönelik tanımlar üçe ayrılmaktadır. Birinci olarak birey ve davranışlarını içeren içsel süreçlerle tanımlanan ahlak, ikinci tanımda sosyal normlar ışığında tanımlanmakta ve üçüncü tanımda ise ilk iki tanımı da kapsayacak şekilde bireysel ve sosyal boyutlarıyla birlikte iyileştirme/geliştirme amacına hizmet eden teorik ve pratik boyutları olan bir kavram olarak ele alınmaktadır (Kaymakcan ve Meydan, 2014). Sosyal boyutun ahlak tanımlarında ön plana çıkması, bireyin ahlak gelişiminde toplumun önemini gözler önüne sermektedir. Ahlakın doğuştan olmadığı, eğitim öğretim yoluyla kazanıldığı belirtilmektedir (Işık, 2016). Bu nedenle bireyin içine doğduğu aile, kültür ve toplum önem taşır. Aile, toplumun en küçük yapı taşıdır. Ailenin sağlam temeller üzerine kurulması sadece ailenin lehine bir durum olmayıp toplumun da lehine bir durumdur. Aile ve aile yapısının korunmasına yönelik çalışmalar çocuğun ahlak gelişimini desteklemekle kalmaz, toplumun iyileştirilmesine de hizmet eder. Aile ahlakı çocuğun ahlak gelişiminde bu açıdan büyük rol oynar (Piaget, 2015).
Aile ahlakı, ailenin benimsediği ve yaşadığı ahlaki prensipler olarak ifade edilebilir. Ailenin önem verdiği ve yaşadığı bu kurallar çocuğun ahlak gelişimi üzerinde birincil etkiye sahiptir. Çocuk, ahlaka dair ilk davranış örneklerini ailede görmektedir ve bu doğrultuda ahlaki davranışları şekillenmektedir. 2-7 yaş çocukları ahlaki gerçekçilik evresinde bulunurlar ve ahlaki kuralları henüz içselleştirmemişlerdir. Çocuk oyunları gözlemlenerek çocukların kurallara bakış açısı ve ahlaki yargıları incelenmiştir. Bu evredeki çocuklar kuralları elastik bir şekilde görmektedir. Çocuklar kuralların esnetip değiştirebilecekleri bir ritüel olduğuna inanmaktadırlar. Burada ritüel kelimesinin anlamının hatırlanması iyi olacaktır. Ritüel, âdet hâline gelmiş davranış olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle, tekrarlar sonucu güçlenmiş davranış kalıbı denilebilir. Çocukların kurallara bakış açısını tanımlarken ritüel kelimesinin seçilmesi gelişigüzel bir durum olmayıp çocukların kurala bakış açısının oluşumunu iyi tanımlamasından ileri gelir. Çocuklar gözlem ve incelemeler yaparak içinde bulundukları dünyayı tanımaktadırlar ve bunun sonucunda incelediklerine bir görev atfetmektedirler ve bu düzenin yerleşik bir hâl aldığı bir başka deyişle ritüelleştiği belirtilmektedir (Piaget, 2015). Burada söz konusu çocuk oyunları olsa da bu davranış kalıbının çocukların ahlaki davranışlarını etkileyen genel bir duruma işaret ettiği hatırlanmalıdır. Özetle, çocuklar kabul gören davranışları benimsemektedir. Bu durum, aile bireylerinin ahlaki olgunluğunun çocuğun ahlak gelişimine etki etmesiyle sonuçlanır (Uyanık-Balat, 2012).
Ailede kabul gören davranış/davranışlar nelerdir? Ailede hangi değerlere önem verilmektedir? Hangi davranışlar kabul görmektedir? Hangi davranışlar kabul görmemektedir? Kabul görmeyen davranışların sonucu ne olmaktadır? Bu sorular aile ahlakının yansımalarını görmemizi sağlar. Bir başka deyişle, aile ahlakını görünür kılar ve ailenin çocuklara tesir eden boyutunun daha iyi anlaşılmasını sağlar. Aileler bu soruları kendilerine sorarak ahlaki kuralların, evlerindeki/çocuklarındaki etkisine yönelik bir farkındalık kazanabilirler.
Yazının devamı Düşünce Dergisi'nin "Aile" sayısında...